Aslı, “Damokles’in Kılıcı”dır.
Halk arasında genellikle, “Demokles’in Kılıcı” olarak yazılır ve söylenir.
Deyimin anlamı ibretliktir.
Ne kadar güç sahibi olursan ol, dikkatli olmak zorundasındır.
Siyasetçiler çok kullanır bu deyimi.
Eski Yunan efsanelerinde, Sirakuza kralı Dionysios ile Damokles arasındaki çekişmede anılır bu kılıç.
Damokles krallığın çok kolay olduğunu sanmaktır.
Dionysios, onu tahta oturtur ama başının üzerinde ince bir sicimle bağlanmış, her an kopacakmış gibi duran bir kılıç sallandırır.
Önemli ve gücü olan mevkilerin veya iktidarın, aynı zamanda sorumluluk ve tehlike içerdiğini belirten bu deyim işte bu efsaneye dayanır.
***
Gördüm ki Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer de “Damokles’in kılıcı” diyor!
Her ne kadar Başkanın haberini derleyen Basın Bürosu çalışanları deyimi, “Demokrasinin kılıcı” diye yazsalar daSeçer, Damokles’in Kılıcı’nı anımsatmak istemektedir.
Özellikle de Büyükşehir’in iptal edilen büyük ihaleleri sonrası.
İhaleleri iptal eden Kamu İhale Kurumu’dur.
Kısaltılmış adıyla KİK…
Bugüne kadar Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin tüm büyük ihalelerinin iptal edilmesi anlamlı ve dedüşündürücüdür!
Koskoca Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin bir ihaleyi yapamayacak kadar iş bilmez olması mümkün değildir!
Haydi birinde ikisinde hata yaptı diyelim.
Tüm ihalelerde hata yapmak akıllara sığmaz!
Seçer de bu noktada KİK’i işaret ederek, “İşlerimiz yürümüyor. Sürekli böyle bir Damokles’in Kılıcı gibi kapıda asılı. Acaba Kamu İhale Kurumu’nda ne olacak, dönecek mi?” diye sitem ediyor.
Seçer, Kamu İhale Kurumu’nun engeline takıldıklarını vurgulayarak, bunun da hizmeti engellediğini dile getiriyor.
Bu bağlamda Seçer’e hak vermemek mümkün değil.
***
Ancak, Seçer’in biraz da ekibini gözden geçirmesi de gerekir.
Gerçekten sorun yalnızca KİK’te mi?
Yoksa, içerdeki ekip de hata mı yapıyor?
Ekip işini düzgün yapıyorsa, o zaman Damokles’in kılıcı devrede demektir!
Bu zaten muhalefet partisi belediye başkanlarının değişmez kaderidir!
Tüm bu olumsuzluklara karşın, Damokles’in Kılıcı’nın altında iş yapmak da sanattır.
Yeter ki ihalelerde, “Alavere dalavere Kürt Memet nöbete!” olmasın.
Sözün ÖZÜ;
Türkiye’de ihaleler hep şaibelidir!
Özellikle de belediye ihalelerinde şaibe tedavisi zor bir hastalıktır!
İhaleyi yapan bürokrat istedi mi, “şeytana bile pabucu ters giydirir!”.
Belediyeler “adrese teslim ihalelerle” ünlenmiştir!
Ufak-büyük fark etmiyor.
Örnek mi?
Geçmişten günümüze Büyükşehir Belediyesi Basın Yayın Daire Başkanlığı’nın birçok ihalesinde olduğu gibi.
Bu yıl yapılması gereken ihale bir iki kez ertelendi.
İhalenin adresi belliymiş?
Adresi ne siz sorun ne ben söyleyeyim.
Allahtan ihale, “Yasal şekil şartlardan birinin eksikliği” nedeniyle iptal edildi de bazıları mabadı kurtardı!
Yani ihale Ekim’de yapılacak.
İki, iki buçuk Milyon Törkiş Liralık matbuat ihalesi!
Aynı aymazlık devam edecek mi?
Veya başka bir deyişle Demokrasi’nin Kılıcı(!) da bunlara vız mı gelecek?
Bekleyip göreceğiz Sayın BAŞKAN!