Asgari Ücret pazarlıkları sürerken Bay Başkan açıkladı;
“Asgari Ücrette jestimizi yaparız..”.
Demek ki asgari ücretlinin jeste ihtiyacı var.
Yoksa hali harap!
Bay Başkan da bunu çok iyi biliyor olacak ki JEST sözcüğünü kullanmak zorunda kaldı.
Jest sözcüğü iki anlamda kullanılabiliyor.
Herhangi bir şeyi açıklamak için genellikle el, kol ve baş ile yapılmış olan içgüdüsel veya iradeli hareket.
Veya Beklenmedik iyi davranış.
Birinci anlamını siyasetçiler oldukça fazla kullanıyor..
Elleri dursa kolları durmuyor.
Zaman zaman birbirlerine kafa atarak baş kısmını da tamamlamış oluyorlar.
Ama, bunu içgüdüsel mi iradeli bir hareket mi orası tartışmaya açık.
Bay Başkan’ın jestleri ise son zamanların trendi!
Önce Termik Santrallere filtre takma işini 2.5 yıl erteleyen yasa teklifini veto ederek o yörede yaşayanlara jest yaptı.
Nasıl mı?
Bay Başkan jest yapmasaydı, termik santrallerin olduğu yörelerde yaşayan halkımız zehirlenmeye devam edecekti..
Halkının zehirlenmesini engelleyen Bay Başkan’ın yaptığı jest değil de nedir?
Her birlikte alkııış..!
İkincisi 500 Milyon dolar borcu olan Simit Sarayı’nı Ziraat Bankası’na kakalayacaklardı!
Böylece simitçi bankamız olacaktı..
Bay Başkan ,”böyle bir şeyi tasvip etmem!” diyerek milletin parasının çar-çur edilmesini engelledi.
Sorarım size, bu jest değil de nedir?
Daha önce batırılan milyar dolarları sormayın!
Sıra geldi asgari ücretli kardeşime..
Asgari Ücret Komisyonu çalışmalarını sürdürüyor.
Ama, “Dağ fare doğuracak!” bu baştan belli.
İş yine Bay Başkan’a kalacak.
Bay Başkan da bunu çok iyi bildiği için jestini yapacak yine.
Allah razı olsun, tuttuğu altın…
Aslında bu kadar toplantıya ne gerek var.
Her şey Bay Başkan’ın iki dudağının arasında olduğuna göre,
Baştan açıklasa da jestini, işçi de iş verende bu kadar stres yaşamasa.
Sözün ÖZÜ;
Asgari Ücretliye Jest bir kez daha gösterdi ki
Türkiye’de her şey Bay Başkan’ın oluruna bağlı.
O istemezse adama su bile vermezler.
Bakanlar Kurulu mu geç bir kalem!
Asgari Ücret Komisyonu mu toplantı bitse de gitsek havasında..
TBMM Genel Kurulu mu?
O mazide kaldı zaten!
Herkes haddini bilsin!
Varsa yoksa Bay Başkan!
Gerisi palavra!