Mersin sahipsiz.
Ama, Mersinli üretici hepten sahipsiz!
Darbe üstüne darbe yiyor…
Yıllardır emeğinin karşılığını alamıyor.
Mersin narenciye deposudur.
Mersin limonun başkentidir.
Anamur Muzu ile sükse yapar.
Çilek üretiminde de zirvededir.
Ancak, hiçbiri işe yaramaz.
Özellikle böylesi zor günlerden geçerken bir de doğal afetle boğuşmak zorundadır!
Yıllardır narenciyede taban fiyat uygulaması olmaması narenciye üreticisini bezdirmiştir zaten.
Üç otuz kuruşa ürettiğini satmak zorunda kalmıştır hep.
Limon para eder.
Koronalı günlerde Hükümet limon ihracatına bir akli-evvelin bilgisiyle yasak koyar.
Sonrası malum…
Eldeki limon başlar çürümeye.
Külliyen zarara girer üretici…
Bu zor günler nasıl geçecek?
İşte orası meçhul.
Devlet desteği mi?
Gülünç rakamlardır.
Sonuçta çiftçi yamulur!
Nasıl yamulduğunu da en iyi ülkeyi yönetenler bilir.
Çünkü, yamultanlar onlardır!
Üzerine bir de dolu felaketi gelince sormayın gitsin.
İki büklüm olan çiftçinin belini doğrultması zordur artık!
Hele hele ülkenin üretime en gereksinim duyduğu bu dönemde çiftçi perişandır!
Sözün ÖZÜ;
Atatürk, “Köylü milletin efendisidir!” demiş.
Üretene, üretime ve emeğe saygısından…
Acaba Onun bu sözlerinden biraz feyz almak gerekmez mi?
Koronalı günlerde çiftçiye daha fazla destek olmak bu ülkeyi yönetenlerin boynunun borcudur!
İktidar vurur, komisyoncu vurur bir de Allah vurdu mu beterin beteri olur.
Unutmayın, çiftçi yamulursa hepimizin midesi guruldar!
Çiftçi üretemedikten sonra, paran olsa ne yazar?