Türkiye’nin Bayram gündemi Korona ve tedbirsizlikti…
Mersin’de buna bir de yaylalardaki su sıkıntısı eklendi...
Birçok yaylada vatandaş bayramı susuz geçirdi.
Yaz günü susuzluk kötü şey.
Suyla çok haşır neşir olmayı seven biriyim.
Ve kıymetini de çok iyi bilirim…
Suyun idareli kullanılması gerektiğini de…
Tabi ki yaylalardaki “Susuz Yaz!” medyada patladı.
Bayramda konuyla ilgili beni arayanlar bir insanın parmaklarının sayısı kadar oldu.
MESKİ Danışmanı değilim.
MESKİ Genel Müdürü de değilim.
Konuyu direkt çözemem.
Ama, GAZETECİYİM!
Vatandaşın sesi-kulağı olmak görevim.
Mersin’in geçmişini de çok iyi biliyorum.
Mersin su zengini değil, ama su fakiri de değil!
Zamanında Berdan’la kentin su sorununu çözen rahmetli Kaya Mutlu ve Okan Merzeci’nin eline sağlık.
Sonrasında bu konuya yatırım yaparak katkı koyanların da.
Ancak gerekli çalışmayı yapmayanları da eleştirmek herkesin hakkı.
Ama, eleştiriyi sevmiyoruz.
Başkan Seçer suyla ilgili kendini eleştirenlere,
“Beş yıl yatanlara bir şey dediniz mi?” diyerek sitem etmiş.
Yani, Hacı Başkanı işaret etmiş.
Mutlak haklılık payı var.
Ama, Sayın Seçer o koltuğa oturmadan bu sorunları bilmiyor muydu?
Çok bilmiş ekibi(!) bunları kendine iletmedi mi?
İlettiyse aradan geçen 16 aylık süreçte gerekli önlemler niye alınmadı?
Topu geçmişe atarak başarılı olmak mümkün değildir!
Çünkü, vatandaş çeşmesinden akan suya bakar!
Çeşmeden su yerine tıs sesi gelirse gözü bir şeyi görmez.
Tabi ki suyu tasarruflu kullanmak da bilinçli vatandaş olmanın gereğidir.
İçme suyuyla bahçe sularsan o da olmaz!
O zaman iş, “Arap yağı bol bulunca g….. sürermiş” deyişine döner.
Sözün ÖZÜ;
Kimse ortada suçlu aramasın!
Bu suçta herkesin payı var.
Ama az ama çok.
Çözümün adresi ise Vahap Seçer yani MESKİ’dir…
Vatandaşa ve de gazeteciye sitem ederek sorun çözülmez!
Orası “Ağlama Yeri” değil!
* * *
Meşhur fıkrayı bilirsiniz.
Nasreddin Hoca’nın evine gece hırsız girer, evde ne var ne yok götürür. Sabahleyin komşuları toplanır, Hocaya sorular ile yüklenirler.
Hocam kapıyı açık mı bıraktın yoksa?
Hocam şu eski pencereleri değiştir diye sana kaç defa söyledik.
Bir köpek alsaydın, böyle olur muydu?
Hocam o kadar sesi duymayacak kadar nasıl derin uyudun?
Nihayet Hoca dayanamaz ve “Yahu tamam, iyi güzel de kabahatin tümü benim mi? Hırsızın hiç mi suçu yok?” der.