7. Uluslararası Mersin Narenciye Festivali hafta sonu yapıldı.
Öncelikle, Festivalin düzenlenmesinde büyük emeği geçen Festival İcra Komitesi Başkanı Abdullah Özdemir başta olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür boynumuzun borcu!
Festivalle üç gün boyunca Kültür Park’ın Mezitli bölümü oldukça şenlendi ve renklendi.
Tabi ki renklenmenin yanı sıra asıl amaç, narenciyeyi gerektiği gibi değerlendirebilmek ve Mersin’in marka değeri olarak dünyaya kabul ettirmek.
Abdullah Özdemir’in olduğu yerde neşe vardır, alkış vardır ve de dokundurma vardır.
Ki, Özdemir açılış konuşmasında bunların hepsini eksiksiz yaptı.
23 Dakika geç başlayan açılış töreninde önce bizim gasteci arkadaşlara, “Sabırsız basın mensupları” diyerek, dokundurmayı ihmal etmedi.
Özdemir basına dokundurursa ben durur muyum?
“Başkan bu kadar milleti bekletmeye hakkınız var mı?” diye soracak gazeteci olmadığı için rahattın değil mi?
Açılış törenine gelince;
Konuşmasında birlik ve beraberliğe vurgu yapan Özdemir’in, “Mersin’de bende varım diyen herkese bizim kapılarımız açık” sözleriyle verdiği mesaj önemliydi.
Elele verdiğimiz zaman neler başardığımızın en önemli göstergesidir.
Mersin’in hoşgörü, kardeşlik, dayanışma kenti olarak yorumlamasına katılmamak elde değil.
Tabi ki, “Tüketim ve ihracatın artması ana hedef olmalıdır. Narenciyenin Marka değerini yükseltmeliyiz” diyerek, yapılması gereken daha çok şey olduğunun altını çizdi.
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun mesajlarına gelince;
“Dünya standartlarında bir festival.
Ama, Uluslararası Festivale çevirmek gerekir.
Mersin’in marka değerini artırmak için kentte söz sahibi olan herkes el birliği yapmış. İyi bir tablo” dedi Hisarcıklıoğlu.
Ama en önemlisi, “Her şeyi Allah bu şehre vermiş!” sözlerinden çıkarılması gereken dersti.
Doğru Allah her şeyi vermiş, ama Mersin’de yaşayanlar olarak bunun değerini bilmiyoruz!
Allah bizi af etsin!
Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, işin içinden gelen birisi olarak narenciyeyi ve sorunları çok iyi biliyor.
Seçer, “Mersin’in güzellikleri ve özelliklerini ortaya çıkarmak atanmış ve seçilmişler olarak bizlerin ortak görevi” diyerek, kendisi başta olmak üzere herkese sorumluğunu anımsatması iyiydi.
“Mersin’e pozitif ayrımcılık istiyorum!” sözleriyle gerekli yerlere mesaj vermeyi ihmal etmedi.
Ve arkasından, “Son bir ayda üç kez Mersin’e gelen TOBB Başkanı’ndan bunu istiyorum. Bütün iş adamlarını Mersin’de yatırım yapmaya çağırıyoruz” diyerek, mektubu adresine ulaştırdı.
Vali Ali İhsan Su, Mersin’in Türkiye’de tarım sektöründe öne çıkan üç ilden birisi olduğunu vurgulayarak başladığı konuşmasında, “Mersin yedi üründe Türkiye 1. si, sekiz üründe Türkiye ikincisi” diyerek, Mersin’in Türkiye için ne kadar önemli bir kent olduğunu bir kez daha ortaya koydu.
Sözün ÖZÜ;
Narenciyeyi tanıtmak için festival çok önemli.
Festivale 25 ülkeden 700’den fazla performans sanatçısı katıldı.
Tabi ki Başkan Seçer’in “Festivallerin en kötüsü bile iyidir” sözleri önemli.
Ancak, biz kötüsünü değil en iyisini yapalım.
Ki, Mersin’in bu gücü var.
Yeter ki bu gücümüzün farkına varalım ve iyi kullanalım!
Narenciyenin Mersin ekonomisine daha fazla katkı sağlaması için neler yapılabilir?
Sorusunun yanıtını araştıralım ve en kısa sürede bulalım.
Çünkü, katma değeri arttırmadığınız sürece her şey boş!
Ve de bu Festivali artık Uluslararası düzeye taşıyalım.
Yalnızca gösteri dalında değil, her alanda!