Sokağa çıkma yasağı, tam kapanma, kısıtlama, tedbir… Bunlar yeni dünya düzeninin yeni kuralları. Eskiyi unutmak zorundayız. Eskiye dönüş diye bir şey artık söz konusu olmayacak. Artık her şey bambaşka!
İstesek de istemesek de yeni dünya düzeninde kendimize yer bulmalıyız… Bunun için yapılması gerekenlerin başında ADALET sisteminin yeniden sağlanması gelmeli. Zira adalet yoksa, elindeki ekmeği kimin çaldığını söyleyemezsin!
Özgürlüğün, ekmeğin, huzur ve barışın için ADALET çatısı altında yaşamalısın!
***
Dün 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’ydü. Ve ne yazık ki ülkemizin bir kez daha utanç verici bir tablo ile yüzleşti!
Türkiye, Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütünün Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'nde bu yıl 180 ülke arasında 154'üncü sırada yer aldı. Raporda Türkiye'de internet üzerinden sansürün arttığı vurgulanıyor.
Tüm bunların üzerine ise iktidarı arkasına alan Emniyet Genel Müdürlüğü, toplumsal olay ve gösterilerde polisleri kaydeden kişilerin engellenmesi ve haklarında adli işlem yapılmasına ilişin bir genelge yayınladı.
Genelgenin ilk hedefi ise tabiî ki GAZETECİLER oldu!
Anayasal hakkımız olan gazetecilik görevimizi yapmak bir genelgeyle engellenmek istenmekte.
Neden? Neyi saklıyorsunuz? Amacınız ne? Neyi gizleme derdindesiniz?
Bırakın herkes işini yapsın ve işte o zaman görelim kim insanlık için bu ülke için çalışıyor! Görelim bakalım herkes işini yapınca ne oluyor?
Ve bu durum kimin işine gelmiyor?
Neden işine gelmiyor?
Bu işine gelmeyenler düzeni değiştirmek için ne yapıyor?
Onların düzenine çomak sokmak isteyenler nasıl engelleniyor?
Asıl o zaman görelim bu ülkede neler oluyor?
Ve ben inanıyorum ki bu ülkeye adalet ve basın özgürlüğü gelir ise yeryüzündeki cennet olur….