Mersin’in üstü altından değerlidir! Zira adam eksen biter!... Ama tabi alın teri dökerek kazanmak isteyenler için bu böyledir… İnsanı, çevreyi, doğayı önemseyen için.. Öyle olmayan için ise taşı toprağı altındır!...
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı da bu inanışta anlaşılan! Zira 766 yeni maden arama ve işletme sahası ihalesi için harekete geçen bakanlık, altın, gümüş, platin, bakır, kurşun, çinko, demir gibi maden aramak isteyenlere yeni adresler belirleme çabasında!
Bunlar ülkenin zenginliği midir? Evet zenginliğidir? Ancak bu zenginliğin iklim değişikliğine etkilerinin bedelini, bedenimiz ile ödediğimizi unutmayalım!
Ki tarımdan çok daha fazlasını kazanmak mümkünken…
Ancak gel gelelim bereketli hilalin içerisinde yer alan Çukurova’da bakanlık yer üstünden değil yer altından kazancın peşinde!
Türkiye’de vahşi bir şekilde yapılan maden aramaları ve işletmeleri dağların, yer altı ve yerüstü sularının, tarım, ormanlık ve mera alanlarının yok edilmesine neden olurken, 766 yeni maden sahasının 30’u Doğu Akdeniz bölgesinde yer alıyor! Yani Çukurova’da!
Adam eksen bitecek Çukurova’nın üstündeki çiftçi borç batağındayken, bereketli hilal de maden batağına çekilmek isteniyor…
İstenir tabi…
Baktılar ki nükleer santral kuruyorsun pek kimse oralı değil, beraberinde ne kadar kirli sanayi yatırımı var onu getiriyorsun ki buna da birkaç kişiden oluşan ve ‘çevreci’ diye belli bir kalıba sokulmak istene çevreler dışında kimseden ses çıkmıyor, geldikçe geliyorlar!
Bugün Türkiye tarımının başkenti olan Çukurova’nın madenlere kurban edilmesi 80 milyona kaybettirecektir!
Bugün pandemi bize starımın stratejik öneme sahip olduğu bir kez daha görülmüşken bereketli hilalden vazgeçmek, yok etmek akıl alır gibi değil!.
Önceliğimiz su ve gıda olmalıyken neden ısrarla maden arayışındayız? Neden? Birileri bizi özellikle bu alanlara mı yönlendiriyor? Birileri bizim su ve gıdanın stratejik öneminden uzaklaştırmak mı istiyor? Eğer öyle ise biz neden bu birilerine inanıyoruz? Kaynağımızı, zamanımızı madenlere ayırmak yerine neden tarıma ayırmıyoruz?
NEDEN? NEDEN/ NEDEN?