Mersin’deki günlük yerel gazeteler dönüşümlü olarak yayın yaparak okuyucusunu bilgilendirmeye çalışıyor.
Ancak bugünün dünyasında iletişimin çok farklı kanalları varken ve gazetelerde bunları kullanırken, hem rekabet hem devletin koyduğu bir takım kısıtlamalar, dağıtım ile alakalı sıkıntılar, basılı gazetelerin hammadde ihtiyaçlarının teminindeki sorunlar ne yazık ki sektörümüzü zora sokmakta!
Satış gelirleri diye bir şey artık kalmazken, gazeteleri ayakta tutan resmi ilan gelirleri ile reklamlar ise her geçen gün daha çok erimekte!
Bu ortamda gazeteyi okuyucuya ulaştıramadığınız takdirde reklam vermek durumunda olanlar neden reklam versinler?
Nasıl reklam talep edilsin?
Mezitli Belediyesi reklam yapıyor koronavirüs nedeniyle sokağa çıkamayan vatandaşlara ekmek ve gazete desteği verildiğini bildiriyor.
İyi hoş güzel!
Peki şehrinin gazetesi de var mı sepette?
Tabiî ki yok!
Yani sen arkasında belli bir güç olan, belli bir sermaye tarafından desteklenen yaygın basının güçlü organlarından birine destek olurken kentinde doğrudan seninle ilgili her gün bilgilendirmeler, özel haberler yapan gazeteleri desteklemeye değer bulmuyorsun!
Neden?
Öte yandan Kriz Merkezi aracılığıyla dededen toruna balık sürprizi yapmayı becerebilen Büyükşehir Belediyesi yerel basını görmüyor! Ya da görmez gelebiliyor! Ne bir destek ne bir proje ne bir çalışma var ortada!
Yenişehir Belediyesi de, Toroslar’da aynı…!
Burada tek fark yaratan Akdeniz Belediyesi iken onun çabası da siyasal zemine çekilerek yıpratılmak isteniyor!
Vallahi pes!
Cehennemde her kazanın başında bir zebanı varmışta birinde yokmuş, zira o kazanda herkes birbirini paçasından aşağı çektiği için zebaniye ihtiyaç duyulmuyormuş ya, bizimki de o hesap!
Kentin yöneticileri ile kentin basını arasındaki ortak akılda buluşma, dayanışma, işbirliği, diyalog, iletişim eksikliği arttıkça kaybeden de kent oluyor…!
***
Millet iş aş derdine düşmüşken Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer aynı aileden üç kişiye ciddi imkanlar sağlayıp, ekibine alıyor!
Nerede kaldı liyakat? Nerede kaldı birliktelik,şeffaflık, eşitlik? Nerede kaldı partizanlık yapmamak?...
Bu nasıl bir iş, bu nasıl bir mantık? Yani bu kimsenin görmeyeceğini, duymayacağını mı düşündünüz, yoksa görülse duyulsa dahi kimsenin ses çıkaramayacağını veya sizin bu görüşleri önemsemeyeceğinizi mi ima ediyorsunuz?
Mersin’i böyle mi yöneteceksiniz? Eğer böyle yönetecekseniz beceremiyorsunuz ve ne yazık ki böyle giderse çok yazık olacak?