Mersin Emniyeti önceki gün kent basını ile buluştu. Geç kalmış bir buluşma organizasyonuydu ve de Emniyet biraz hazırlıksız yakalandı.
Mersin’de kent yöneticilerinin değişmeyen ‘kuralına’ emniyette uydu ve organizasyon gecikmeyle başladı…
İl Emniyet Müdürü Mehmet Şahne üst düzey ekibiyle yaptığı toplantıda son yani göreve geldiği sürede kentteki değişimin özellikle altını çizdi. Özellikle terör ve uyuşturucu suçlularına göz açtırılmadığının vurguladı. Kadın ve çocuklara yönelik suçlar için ise hassasiyet çağrısı yaptı…
Haklı da…
Ancak gazeteciler de Emniyet’ten yeteri kadar bilgi alamamak ile ilgili sıkıntılarını aktardı ısrarla ki onlarda haklı!
Gazeteci kamu görevi yapar! Yani halk için haber yazar!
Sorunların çözümü için haber üretir!
Suçun önlenmesinde öncelik önleyici tedbirlerdir ki bu noktada gazetecinin haberi birinci basamaktır!
Yani ilk adres gazetecidir!
Örneğin yaya geçitlerindeki kazaları önlemek için yapılan haberler toplumdaki bilinçlenmeyi arttırır ve kazaları azaltır!
Örneğin kadın veya çocuğa yönelik suçlardan caydırma noktasında bu konulara ilişkin yapılan yayınlar/bilgilendirmeler toplumu düşünmeye iter!
Gazetecinin yaptığı haberler ile sorunlara çözüm aranır!
Bizim derdimiz de sayın Emniyet Müdürü Şahne ile aynı; daha huzurlu, daha güvenli, daha iyi bir dünya…
Ancak bunun için işbirliği şart!
Emniyet gazeteci ilişkisinde hız ve şeffaflık sağlandığı takdirde bu kent ve ülke yararına olacaktır.
Umarımız önümüzdeki günlerde bu adımın devamı gelir…
***
İki gün önce Mersin’de vahşice katledilen Özgecan Aslan’ın 5’inci ölüm yıldönümüydü… Özgecan ne ilk ne de sondu!
Türkiye’de; 2016 yılında 329, 2017 yılında 409, 2018 yılında 440, 2019 yılında 474 kadın öldürüldü!
2019 yılı, Türkiye'de son 10 yılda en fazla kadının öldürüldüğü yıl oldu!
Baro Başkanı Bilgin Yeşilboğaz, “Kadın cinayetlerinde grafiğin her sene tırmanışa geçmesi kader değildir. Kadınlarımızı öldüren hukuksuzluktur. Çünkü var olan yasaların uygulanmaması, kadınlarımızın yaşam hakkını elinden almaktadır” diyerek, kadına karşı şiddetin önlenmesi için var olan İstanbul Sözleşmesi'ni ilk imzalayan ülke olan Türkiye’ni sözleşmenin gereklerini yerine getirmeye çağırdı.
Ama işte sadece baroların bu talebi gündeme getirmesi yetmiyor! Bu talebi tüm toplum sahiplenip, dillendirmedikçe aynı düzen devam ediyor!
Bu düzenin değişmesi için bizlerin yani halkın da elimizi taşın altına koyması gerekiyor…
Teşekkürederiz...
