“Mersin’in simgelerinden Limon Sarısı renkli Belediye Otobüslerimiz hayırlı olsun Mersinlilere.
Çağdaş ve konforlu bir toplu taşıma sisteminin olmazsa olmasıdır otobüsler.
Güçlü klima Sistemleri ile donatılmış, yakıt tüketimi düşük, son model Limon Sarısı otobüslerimizle keyifli yolculuklar yapacağız.
Mersin Büyükşehir Belediye Başkanımızı otobüs filosu sayısını arttırmakta kararlı gördük.
Mersin’e, Mersinliye hizmet eden herkese gönlümüz açık, takdirimiz de büyük.
Teşekkürler Vahap Seçer.”
**
Yukarıdaki satırlar bir kent yaşayanına ait.
Sosyal medyada paylaşmış, duygularını, düşüncelerini düzgün bir şekilde ifade etmiş.
Kim olduğunun, veya ne iş yaptığının bir önemi yok.
Önemli olan düşüncesi.
İfade biçimi.
Beğenirsiniz, beğenmezsiniz.
Ama;
Herhangi bir olumsuz benzetmeyle yaftalayamazsınız.
Yakışmaz.
Doğru olmaz.
**
Gazeteci ise farklı düşünür.
Düşünmelidir.
Kamu yararını korumalıdır.
Bunu sorarak, sorgulayarak yapar.
Elindeki medya gücünü adaletle, kent ve kentli Yararına kullanmalıdır.
Kamu yararı olmadığını gördüğü, düşündüğü konularda uygulayıcı makamları, kişileri eleştirebilmelidir.
Eleştirmemek mesleğinin doğasına aykırıdır.
Gazeteci eleştirir.
Eleştirilen ise yaptığı, yapacağı işi, eylemi savunur.
Neden yaptığını, nasıl yapacağını anlatır, kamuoyunu aydınlatır.
Çünkü oturduğu makamın ağırlığı ona bu sorumluluğu yüklemiştir.
Bu sorumluluktan kaçmak, kaçak, göçek davranışlar sergilemek “karıştırmayın, altından çapanoğlu çıkacak” algısı uyandırır.
Bugünlerde yaşadığımız metro tartışmaları ve gri ihale süreci de bu algıyı kuvvetlendiriyor.
Onsekiz firma ile yola çıkılan metro süreci sorgulanmaya muhtaçtır.
Konuşulan maliyet rakamları sorgulanmalıdır.
Daha önce yetersiz teminat nedeniyle elenen firmanın ilk rakamının üzerine yarım milyar ekleyebilmesi sorgulanmalıdır.
Metronun son ihalede boyunun neden kısaldığı, maliyetin ise neden arttığı sorgulanmalıdır.
Vagon ve yan ekipmanların maliyetinin nasıl bir yük getireceği sorgulanmalıdır.
Mersin’in bu yükü kaldırıp kaldıramayacağı sorgulanmalıdır.
İhalenin adeta gizlenir gibi yapılması sorgulanmalıdır.
Sorumlu makam sahibinin suskunluğu sorgulanmalıdır.
Sorgulayanlara “engelleyici” gözüyle bakma mantığı tutarsızlaşıyor bu süreçte.
“Engellemeye çalışıyorlar” diyebilenler “nerede” durduklarına, duracaklarına karar verseler keşke.
“Kalıcı” olanın “Mersin” olduğu unutulmamalı bu süreçte.
**
Metro hikayesi Beyefendinin sanal “acil durum “projesinden öteye geçmeyecek bir seçim yatırımı gibi görünüyor..
Hal böyleyken;
Eleştiren gazetecilerin başka gazeteciler tarafından eleştirilmesi ise çok manidar.
“Bakın burası çok önemli;”
“Eleştirme” diye bir eleştiri olabilir mi?.
Eleştiren gazeteciler yandaş gazetecilere kırdırılmak isteniyor açıkçası.
Alçakça argümanlarla yıpratılıp, linç edilmek isteniyor.
O zaman şahsımın aklına, şahsım adına bunların ipi kimlerin elinde acaba sorusu geliyor.
10 Milyonun hesabı bu yüzden verilemiyor olmasın.
**
Sevdiğim Laflar:
“HAVLAYAN İT’TEN KORKMA, GÖNÜLLÜSÜNDEN KORK..”,