Elektrik şirketlerinden bahsediyorum.
Düne kadar gün sektirmez faturaları burnumuza dayardınız.
Akla gelmeyecek kalemler uydurur, hesabı kabarttıkça kabartırdınız.
Bugün sayaç okumaktan vazgeçtiniz.
Neden?.
Korona demeyin sakın.
Depremlerde bile vazgeçmediniz paranızdan.
Şimdi nedir derdiniz?.
Yoksa fırsatçılık mı var?.
Vatandaşa sorarsan var.
Korona ayağına kadar gelmiş.
Ver ücretsiz izinleri okuma personeline; maaş kasada kalsın.
Nasıl olsa üç-beş ay sonra masrafa girmeden geçen yılın ortalamaları ile paranı alacaksın.
Bahane güzel, kar şahane.
Bundan sonrada bu sistemi uygulayın;
Adam çalıştırmayın, faturaları otomatiğe bağlayın gitsin.
Olmayacağının garantisi var mı?.
Para şirketin.
Akıl hükümetin.
Vatandaş şaşkın.
İnsaf sahipsiz.
En başta ben.
Geçen yıl evde üç kişi yaşıyorduk.
Şimdi bir kişiyiz.
Üstelik mutfakta kimse yok.
Çamaşır makinesi suskun.
Bulaşık makinesi yetim.
Fırın fişi çekmiş.
Çaydanlık demliğe hasret.
Ampuller bile nöbetleşe yanıyor.
Ve; ben geçen yılın ortalamasına göre ödeme yapacağım.
Akıl var, iz'an var diyeceğim;
Diyemiyorum.
Yok.
İşyerleri kapalı.
Haneler yazlıkta, yaylada, evlat evinde, yahut baba ocağında virüs belasından kaçmış millet.
Herkes masraflarını kısma derdinde.
Boş eve, dükkana, yazlığa, yaylalığa elektrik parası ödenecek.
Bunun adı en kibar haliyle fırsatçılıktır.
Ve devletin bu işe aracı yapılması ise büyük gaftır.
Elektrik şirketi işini yapsın.
Personeline ücretli izin versin.
Nöbetleşe okuma yöntemi bulsun.
Niyet iyi ise üç ay sonra gelsin sayacı o zaman okusun.
Parasını üç taksitte alsın.
Olmaz, yapmazlar.
Fırsat ayakta, hasta yatakta.
Kaçmaz elbette.
**
Sevdiğim Laflar;
"ZENGİN ARABASINI DAĞDAN AŞIRIR, FAKİR DÜZ OVADA YOLUN ŞAŞIRIR."