Kulağa küpe laflarımız vardır;
"El'e verir talkını, kendi yutar salkımı" gibi.
Akıl verir, uyarır.
Bir bakmışsınız kendisi tam tersini yapmış.
Pişkin tiplerdir.
"Cambaza bak der" malı götürür.
Bizim Sağlık Müdürümüz gibi.
Makamı, mevkisi gereği Korona tedbirlerine ilk uyması gerekenlerden biridir.
Devletin en üstü bile her gün uyarıyor.
"Düğün yapmayın, toplu etkinliklerden kaçının" diyor.
Bizim ki ne yapıyor?.
Kendisi kurumsal bir etkinlik dese de olayı ortaya çıkaran gazete öyle demiyor.
Olmuş bitmiş düğünün yemeğini yaptığı iddiası var.
İyi ki gazeteler, gazeteciler var hala.
Kutlamak gerek.
Ellerine sağlık.
İddia edilen detaylar haberin daha vahim taraflarını ortaya koyuyor.
Devletin kendisine verdiği imkanları kullanıyor mu?.
Devletin malını babasının restoranına çevirmiş mi?.
Emrindeki personele hizmet ettirmiş mi?.
Mali kazanç sağlamış mı?.
Görevlilerin birinde korona çıkmış mı?.
En azından böyle bir etkinlikle ilgili yasal prosedürleri uygulamış mı?.
Doyurucu, ikna edici bir açıklama duyduğumuz söylenemez.
Deyin ki; ortada bir usulsüzlük yok.
Olmamasının bir önemi var mı?.
Makam, mevki sahiplerinin, kurumlarını temsil düzeyinde olan idareciler için yazılmamış etik kurallar vardır.
Hele, içinde bulunduğumuz pandemi ortamında yapılanların savunması olamaz.
Olsa da sağlıklı olmaz.
Böyle yapan hocanın cemaatine de kızılmaz.
**
Sevdiğim Laflar:
"KÖR ADAMIN EVİNDE AYNADAN BAHSEDİLMEZ.."