MGC'de (Mersin Gazeteciler Cemiyeti) merakla beklenen seçimler nihayet yapıldı.
Dört adaylı seçimi Kaya Tepe ve ekibi kazandı.
Hayırlı, uğurlu olsun.
Hem adaylar, hem camia umarız gerekli dersleri çıkarırlar.
MGC seçimlerinin analizini bir başka yazıda yaparız.
Seçimlerin bombası Büyük şehir Belediye Başkanı Vahap Seçer oldu bana göre.
Çıktı kürsüye yine "bir bilmecem var çocuklar" mealinde konuştu.
Algımı yaratmak istedi, basını dizayn mı etmek istedi bilinmez.
Seçimin önüne geçti.
Ama ters tepti.
Kaş yapayım derken göz çıkarttı kısacası.
Geriye tutamadığı dilinden o garip cümle kaldı;
"Namuslu Basın.."
Tarifini de yaptı bir güzel.
Daha öncede duymuştuk kendisinden bu veciz cümlenin benzerlerini.
Güzellemeci çalışanının organize ettiği meşhur çalıştayda sıraya dizdiği basın mensuplarına parmak sallar edayla yaptığı konuşmayı hatırlattı sözleri.
O zaman ev sahibiydi o veciz konuşmayı yaparken.
Bu kez misafirdi.
Ama yine tutamadı dilini.
Lafın ucunu, başını tutturamadı, salladı yine alayımıza.
"Halinizden anlıyorum" güzellemesini de unutmadı bu arada.
O zamanda alkışlanmıştı, şimdi de alkışlandı.
Buradan bazı sonuçlar çıkarmak mümkün.
Birincisi bizim camianın durumu;
Üzerimize ölü toprağı serpilmiş, gücün karşısında elimiz kolumuz bağlanmış, dillerimiz lal olmuş.
Ki; böyle bir camia ne mesleğinin onuruna sahip çıkabilir, ne mesleğine, ne kendisine, ne bağımsızlığına, ne de kamunun çıkarlarına.
Ölmüşüz haberimiz yok.
Hala "bu da bize ders olsun" havasındayız.
İkincisi "yandaş medya" oluşmuş sanki.
Bu laflar hala yandaş olmayanlara "aklınızı başınıza alın, yaftalanmayın, sonra oturup ağlaşmayın" güzellemesinden öteye geçmez.
Ve sonuncusu;
"Güç zehirlenmesi" dediğimiz olgu tam olarak böyle bir şey.
"Namuslu basın" hepimizin isteğidir.
Namuslu esnaf, namuslu memur, namuslu çalışan, namuslu amir, müdür, yönetici hepimizin isteği, beklentisi değil midir?
Namussuzları deşifre etmek, ayıklamak, etkisizleştirmekte hepimizin görevi olmalıdır.
Bu bireylerin topluma olan borcudur.
En çokta kamu görevlileri, yöneticileri birinci derecede örnek olmalıdır.
Bunu özellikle sayın Başkandan bekliyoruz.
Başında oturduğu kurumun kaynaklarının basına nasıl dağıtıldığını şeffaf bir biçimde açıklayarak başlayabilir mesela.
Kamuoyu da bilgilenir böylece.
Kim "namuslu."
Kim "namussuz."
Öğrenelim.
Kamu kaynakları nasıl ve kimlere harcanmış?.
Namusluca mı harcanmış, namussuzca mı?.
Basını namuslu-namussuz diyerek dizayn etme çabaları var mı?.
Bilelim, öğrenelim.
Lafta kalmasın.
Namusluca oturalım.
Namusluca konuşalım.
Namuslu olsun her şey.
Başımızın üzerinde taşırız.
Alkışlarız.
Hakkını veririz.
Topu ortaya atıp, tribün keyfi yapmak, koca bir camiayı töhmet altında bırakmak yakışmıyor.
Namusluların, Namussuzlar kadar cesur olması gerektiği zamanlardayız çünkü.
**
Sevdiğim Laflar:
"LAF TORBAYA GİRMEZ!.."
Teşekkürederiz...
