Kendimizden geçmiş, gündelik işlerle vakit geçirip havanda su dövüyoruz.
Asıl gündemi sürekli kaçırıyor, yetişmek için çabalarken gerçek gündem hızla bizden uzaklaşıyor.
Hep nal topluyoruz yani.
Bunları sonradan görüyor veya farkına varıyoruz.
Veya birileri gündeme getirince.
Bu hafta bunun örneklerini gördük Mersinli olarak.
Önce sayın Mustafa Erim ortaya çıktı;
"Sesimizi çıkarmadığımız için ülkedeki problemli ne varsa Mersin'e taşındı" diyerek ayıbımızı yüzümüze vurdu.
Arkasından Mersin Milletvekili Cengiz Gökçel sahne aldı;
2002 yılından bu yana mersin'de 2000 "orman suçu" işlendiğini söyleyerek; Mezitli'deki orman katliamını ve yalnız bıraktığımız Muhtarımızı hatırlatıp "yüzsüzlüğümüzü" suratımıza çarptı.
Son söz yine Mersin Milletvekilimiz Alpay Antmen'den geldi.
"Mersin'deki 177 okul ve kurum binasının sadece 76'sının depreme dayanıklı olduğunu açıklayarak "akılsızlığımızı" ortaya koydu.
Bir hafta da sadece üç örnek var önümüzde.
Saygısızlık.
Yüzsüzlük.
Akılsızlık.
Say saya bilirsen.
Uzar, gider liste.
Sonra salağa yatar sorarız birbirimize.
"Mersin niye sahipsiz?."
Elinin köründen be kardeşim, elinin köründen.
Saygımız olsa.
Yüzümüz olsa.
Aklımız olsa.
Ayıbı bilsek.
"Sahip" aramazdık,
" Sahip çıkardık?."
**
Sevdiğim Laflar:
"EMMİM, DAYIM; HEPSİNDEN ALDIM PAYIM!..