Mezitli'de bir doğa katliamı yaşadık Aralık ayında.
Yaklaşık 70 Dönüm ormanlık alan.
1500 yetişmiş çam.
Üstelik Orman Bölge Müdürlüğünün korumasında.
Bir günde veya gecede kesilip yok edildi.
Kimse duymadı, görmedi.
Bir muhtar çıktı ihbar etti de kamuoyu öğrendi vandallığı.
Sonrası komediye dönüştü.
Herkes organize bir iş derken, sadece bir kişi tutuklandı.
Aslında neler oluyor bilenimiz yok.
Açıklama yok.
Bilgilendirme yok.
Başkan Neşet Tarhan.
Mersin Barosu.
Bir de Gazeteniz Haberci soruyor;
"Neler oluyor."
Şehrin orta yeri desek abartmış olurmuyuz acaba?.
Bu şehri yöneten ünvanı ve omuzları kalabalık bir sürü insan var.
Milletin vekiliyiz diye "hava" atanlarımız var.
"Başkan, başkan" diye etrafında tavaf edilen STK yöneticileri var.
Ama "tık" yok.
Olan gariban muhtara oluyor.
"Senmisin ihbar eden" mesajı acımasızca veriliyor.
Serasındaki 400 kök asması dibinden kesilerek cezalandırılıyor muhtar.
Bundan sonra başına neler gelir artık bilemiyoruz.
Çünkü;
Kanunsuzluk, zorbalık ve acımasızlık nereye kadar gidecek kimse bilmiyor.
Yine yapanların yanına kar kalışını mı izleyeceğiz.
Sormak gerek kamuoyu adına;
Adalet çalışıyor mu?.
Hukuk işliyor mu?.
Her şey yolunda gidiyor olsaydı eğer bugün daha farklı durumda ortaya çıkardı.
Mesela;
En yüksek yetkilisinden, sokaktaki vatandaşına kadar bu davanın müdahili olurduk.
Oysa; Vandallar kadar organize olamıyoruz ne yazık ki.
Şarkıdaki ceviz ağacı gibiyiz muhterem.
Habersiz.
Umarsız.
Duyarsız.
Ve en acısı kanıksamış.
Yazık bize.
Yazık Mersin'e.
**
Sevdiğim Laflar:
"KURU SÖĞÜTTEN DÜDÜK OLMAZ.."