Belediye Meclisleri, kentin önünü açacak, yatırımların, projelerin tartışıldığı mecralardır..
Belediye Meclisleri, sükunetin, barışın, kardeşliğin ve ılımlı havanın olduğu yerlerdir..
Belediye Meclisleri, kavgalardan, siyasi çekişmelerden uzak, aksine ortak paydanın kent olması gereken, bu bilincin hakim olması gereken yerlerdir..
Ancak gelin görün ki Mersin’de özellikle Büyükşehir Belediye Meclisi bu saydıklarımın uzağında kalmaya başladı..
Burada siyasilerin dili ön plana çıktı, Meclis gerildi, yatırımlar, projeler ikinci plana itildi, siyasi beklentiler ön plana çıktı, savaş meydanına döndü, şov sahnesine büründü..
Bir gazeteci olarak kentteki hemen hemen tüm meclisleri takip etmeye çalışırım..
Özellikle alt birim belediyelerde, alınan her karar, hayata geçecek her proje genellikle oy birliği ile hayata geçmekte..
Ancak gelin görün ki Mersin Büyükşehir Belediye Meclisi, bu görüntülerin oldukça uzağında..
Sebebi belli, nedeni çok açık..
Pandemi döneminde Olağanüstü toplanan ve geçtiğimiz günlerde Temmuz ayı 1. Bileşiminde yaşanılanlar malumunuz..
Konu borçlanma yetkisi olunca başkanlar gerildi, meclis üyeleri sinirlendi..
Açıkça söylemeliyim ki, başkanları geren de, meclis üyelerinin sinirleri ile oynayan da Başkan Vahap Seçer’in tavrı ve tarzı oldu..
250 milyon TL’lik borçlanma yetkisinin geldiği ilk mecliste başkanın hal ve tavırlarını bir hatırlayın..
Belediye Başkanlarına ve meclis üyelerine ayar vermeye çalışan Başkan Seçer, alaycı ve umursamaz tavırları ile Meclisin gerilmesine neden olurken ortamın gerilmesinin fitilini ateşlemişti..
Borçlanma yetkisine Cumhur İttifakı onay vermeyince de ‘hizmetin önünü tıkıyorlar’ diyerek algı operasyonuna başlamıştı..
Halbu ki kendisinden Cumhur İttifakı’nın istediği neydi?
Alınacak olan borçlanmanın nereye harcanacağının açıklanmasıydı..
Cumhur İttifakı tatmin olmadı, borçlanma yetkisi geçmedi haliyle..
Geçtiğimiz hafta yapılan Büyükşehir Belediye Meclisi’nde borçlanma yetkisi birkez daha gündemdeydi..
Meclis öncesinde komisyonlarda tartışılan bu konunun, bir başka bileşime ertelenmesi gerektiğini zaten Cumhur ittifakı Meclis üyeleri söylemişti..
Ancak ısrarla Başkan Seçer, borçlanmayı yeniden meclis gündemine aldı..
55 milyon TL’lik borçlanma firesiz geçti..
Ancak 250 milyonluk borçlanma yetkisinin görüşülmesi sırasında ise dananın kuyruğu koptu..
Başkan Seçer ilk borçlanmanın geldiği meclisteki tavrının bir tık üzerine çıktı..
Alt birim belediye başkanlarını deyim yerinde ise tehdit etti..
Konuşmak isteyen meclis üyelerinin konuşma hakkını engelledi..
Aslında Başkan Seçer’in borçlanma yetkisi ile ilgili yaptığı konuşmanın ardından AK Partili Meclis Üyesi İsmail Yerlikaya olacakları başından sezinlemişti..
Meclisin daha da gerileceğini gören Yerlikaya, konunun tartışılmak ve yeniden değerlendirilmek üzere ertelenmesini teklif etti..
Buna CHP’liler yanaşmadı..
Defalarca söz almak istemesine rağmen kendisine söz verilmeyen Akdeniz Belediye Başkanı Mustafa Gültak, Sayın Seçer’e tepki göstererek meclisi terk etmek istedi..
Yaşanılan adaletsizlik üzerine Toroslar Belediye Başkanı Atsız Afşın Yılmaz dayanamayarak sesini yükseltmek zorunda kaldı..
Akıllarda ise Başkan Seçer’in meclisi germesi ve Mersin Büyükşehir Belediyesine yakışmayan bir oturum kaldı..
Sözün özü şu ki; Meclisi gererek, mağdur edebiyatı yaparak, meclis üyelerine en tabi hakkı olan konuşma hakkını vermeyerek Büyükşehir Meclisi yönetilmez..
Buradan siyasi bir kazanım elde edebilirsiniz belki ama, bir kentin önünü tıkamaktan da öteye gidemezsiniz..
Olan Mersin’e olur, Mersinlilere olur..