Mersin'in ilk ve en büyük sosyal projesi Atatürk Parkı'dır bana göre.
vizyon, öngörü ürünü ve emeğidir.
Ülkenin hemen hiç bir şehrine nasip olmayacak kadar güzel bir eserdir.
Çok yönlü kullanımı ile Mersin'in sosyal yaşamına inanılmaz ölçüde damga vurmuştur.
Yaklaşık elli yıllık bir neslin gelişimine doğrudan katkı sağlamış, binlercesini adeta hayat üniversitesinden mezun etmiştir.
Günaydın demekten, iyi gecelere kadar geçen her günlük dilimde bile Mersinlinin ve Mersin'in hayatında bir hatıra yaratmıştır.
Zaman içerisinde çok hızlı büyüyen Mersin'e yetememiş ve ne yazık ki bir kenara atılmıştır.
Oysa gözümüz gibi korumamız gereken bir değerdir.
Mersin'le beraber yaşayan canlı bir organizmadır Atatürk Parkı.
Sadece bir park değil, modern Mersin'in en önemli belleğidir.
Kentli olma bilincine sahip her Mersinlinin de böyle düşündüğünü biliyorum.
Mersinlinin hayatına yaptığı katkılar saymakla bitmez.
Bir de şimdi bakın lütfen;
İlk halinden eser bırakılmamış.
Paramparça edilmiş.
Sırtlanların saldırısına uğramış bir zavallılıkta geriye kalan.
Yeşili yok.
Betona boğulmuş.
Otoparka dönüştürülmüş.
Hırlının, hırsızın yuvası haline gelmiş.
Ara ki bir "gölge" bulasın.
Mersinlinin oksijen kaynağıydı yıllarca; bugün kendisi oksijene muhtaç durumda ne yazık ki.
Yakın dönem belediye başkanlarının yatacak yeri yok bu konuda.
Kentin en önemli değerlerinden birine bu kadar düşmanca davranmanın sebebini bulmakta sıkıntı yaşıyorum.
Atatürk adını taşıyor.
Mersinlinin ortak değeri, malı.
Her gelen işgal kuvvetleri gibi zarar vermiş kardeşim.
İşgal kuvvetlerinin başını çekenler ise hep kamu olmuş ne yazık ki.
Eskileri koruyup, yeni alanlar, değerler kazandırmakla görevli olanlar baş işgalci olmuş.
Timur'un filleri bu kadar zarar vermezdi inanın.
Beceriksiz.
Akılsız.
Öngörüsüz.
Şark kurnazı.
Üstelik;
Cahil.
Bunlara emanet etmişiz yıllarca kendimizi de, Mersin'i de.
Yıllarımızı, geleceğimizi çaldılar sanıyorduk.
Bakıyoruz şimdi;
Atatürk Parkı da yok.
"Çalınmış."
**
Sevdiğim Laflar:
"ÇALIDA GÜL BİTMEZ; CAHİLE SÖZ YETMEZ.."