Cennet obruğunun başına gelenleri duymuşsunuzdur.
Bilmem kaç milyon liraya asansör dikmişler doğa harikasına.
Para güzel.
Tezvirat tam gaz.
Özellikle sosyal medyada fikirler adeta havada uçuşuyor.
Beğeneni de var; beğenmeyeni de.
Aslında mesele asansör değil.
İki gün sonra unutulur.
O asansörü de en çok beğenmeyenler kullanır.
Mesele korumakla ilgili.
Mersinimiz doğal bir cennet idi zaten.
Yer altı ve yerüstü doğal zenginliklerimiz kaç ülkede var?.
Böylesine zengin bir tarihi mirasa kaç bölge sahip?.
Tabiat ana nereye böyle eşsiz bir doğa vermiş?.
Sahip olduklarımızı saymayayım uzun uzun.
Neyimiz eksik diyeyim siz düşüne durun.
Asıl soru şu;
Kaçına sahip çıkabilmişiz?.
Kaçını koruyabilmişiz?.
“Sahip çıktık” diyenin alnını karışlarım.
“Yine de” diye başlayarak cümle kurmaya çalışanın aklından şüphe ederim.
Mersin’i “sahipsiz” diye yaftalayan bizatihi biziz.
“Biz” sahip çıkmadık ki; elalem çıksın.
Hoca’nın eşeğini arayan komşuları gibiyiz.
Gözümüz havada, dilimizde bir türkü.
“Mersin’in sahibi yok.”
Evet;
“Yok.”
Olmaz da zaten.
Çünkü biz de “akıl” yok güzel kardeşim.
Olsaydı;
Akkuyu yapılabilirmiydi?.
Dandik sitelere peşkeş çekilebilirmiydi bakir koylar, sahiller.
Kömürle çalışan çimento fabrikaları olurmuydu billur suların yanı başında?.
HES’lere kim gözlerini kapadı kardeşim?.
Balık çiftlikleri kime güvenerek geldi bu coğrafyaya?.
Maden ve taş ocakları dağı taşı oyarken nerelerdeydik?.
Tarihi mekanlar zaptedilirken kimin sesini duyduk?.
Kuş cenneti yılda en az onbeş sefer yanarken; “doğa kendini yeniler” goygoyu yapanlar Adanalı’mıydı?.
Mamure kalesinin surlarına pimapen pencere takılmasına hep beraber gülmedik mi?.
Marina AVM hangi şehirde bilen var mı?.
Kimyasal tesislerin zehirlediği havayı Konyalı’mı solumakta.
Kimyasal zehirin kucağında yetişen yeşillikleri, süs biberlerini kim yiyor?.
Kalbimize saplanacak polipropilen tesisi hangimizin umurunda?.
Aslında kayış nasıl koptu biliyormusunuz?.
Taşucu dağlarını peynir gibi kesip mermer çıkaran madenci vardı ya yıllar önce.
Sonra da kayaları plastik boya ile yeşile boyamış bizlere seyrettirmişti hani;
Sadece bize de değil.
Mersin-Antalya karayolundan geçen herkes izlemişti yıllarca.
O zaman, bu zaman;
Hala akıl yok bizim ellerde.
Geleceği de yok.
Neymiş;
Asansörmüş.
Cehenneme’de isterim şahsen.
**
Sevdiğim Laflar:
“APTALLIK DOĞUŞTANDIR. ÇALIŞARAKÖĞRENİLMEZ..”