Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, ‘Ortadoğu’daki Hareketliliğin Bölgemize Yansıması’ konulu Konferans düzenledi. Türkiye Sınai Kalkınma Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Özince’nin konuşmacı olarak katıldığı konferansa, MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, Meclis Başkanı Hamit İzol, Tarsus Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ruhi Koçak, Mersin Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Talat Dinçer, Mersin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Çamsarı, Çağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ünal Ay, Mezitli Belediye Başkanı Neşet Tarhan, Akdeniz Kaymakamı Muhuttin Pamuk ve çok sayıda işadamı katıldı.
KIZILTAN: “BİZ GÜÇLÜ OLURSAK TÜM BÖLGE GÜÇLÜ OLUR”
Konferansın açılış konuşmasını yapan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, Mersin’in ekonomik imkanlarına değinip özellikle son dönemlerde üzerine yoğunlaştıkları Çukurova Bölgesel Kalkınma Planı hakkında bilgi verdi. Bölgede oluşturulacak ekonomik güç ile Ortadoğu’da yaşanan sorunların en aza indirileceğine inandığını kaydeden Kızıltan, “Biz güçlü olursak tüm bölge güçlü olur. Hepimiz gönüllü birer elçi olarak Ortadoğu’da iş yaptığımız insanları kültürel, sosyal, demokratik olarak aydınlatmalıyız. Artık birlik ve beraberlik içinde hareket etmeliyiz. Bizi yönetenlere büyük iş düşüyor. Lütfen toparlansınlar ve ülkede bozulan moralleri düzeltsinler” çağrısında bulundu.
ÖZİNCE: “ORTADOĞU UZUN YILLAR KAYNAYACAK”
Türkiye Sınai Kalkınma Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Özince ise, konuşmasını bir kurumun temsilcisi olarak değil, yaşadığı tecrübeleri paylaşan bir iş insanı olarak gerçekleştirdiğini, şahsi düşüncelerini paylaştığını belirterek, “Ne kadar ilginç bir konu seçmişiz ki Ortadoğu’daki hareketlilikten bahsedecekken Ortadoğu ateşe bulandı” dedi. Ortadoğu’nun daha uzun yıllar kaynayacağına inandığını anlatan Özince, “Bu coğrafya hareketlenmeye tereddütsüz devam edecek. Benim kendi pratiğimde gördüğüm kadarıyla bu sıkıntılara çare bulmanın en güzel yöntemi ticaretin artırılması. Ticaret her kapıyı açan anahtardır” değerlendirmesi yaptı. Mersin’in ticaret konusundaki deneyimleri asırlara dayanan şanslı bir il olduğunu vurgulayan Özince, bölge ticaretinin halen Finikeli tacirlerin izini taşıdığını ifade ederek, “Ülkenin her konuda ulusal stratejiye ihtiyacı var. Elbette Mersin’in de bölgesiyle birlikte sinerji yaratacağı milli projelere, uzun vadeli projelere ihtiyacı var. Her gelen yönetimle sürekli değiştirilen değil, ama mutlaka toplumla temas içinde, gençlerin nazarı dikkate alınarak, geleceğin işlerini, girişim imkanlarını dikkate alarak, mukayeseli üstünlük geliştirecek işler düşünülüp, siyasetten uzak stratejiler yapılmalı. Plansız çalışılmamalısınız” şeklinde konuştu.
“TİCARET TOPLUMLARI YAKINLAŞTIRIR”
Ortadoğu’yu Roma’nın asırlarca az sayıda insanla çok iyi şekilde yönettiğini hatırlatan Özince, bunu da güçlü Roma Hukuku ile başardığını söyledi. Bu hukukun ticareti mümkün kıldığını, insanların daha huzurlu ve müreffeh yaşamasına imkan tanıdığını ifade eden Özince, “Ben, Ortadoğu’nun bu sıkıntılara rağmen kendi öz değerlerini, öz kabiliyetini yitirmediği kanaatindeyim. Bugün Lazkiye denildiği zaman aklınıza Ruslar gelmesin. Orası bir Finike, Akdeniz limanı. Toplumlar ticaretle yakınlaşacaktır. Gençlerin teminatı ulusal politikalar olacak. Bugüne kadar bu konu hep ihmal edildi. Maalesef hep tüketimle övündük. Kalemtıraşa kadar Çin’den aldık. Hiçbir telefon, bilgisayarın yazılımı bize ait değil. Tam da Kurucu Önderin ifade ettiği gibi bilim ve akıl yönümüz büyümeli. Şehrimizde böyle aydın, dinamik bir iş çevresi olmalı. Kentinizde 4 tane üniversite var. Oda bünyesinde 2. 3. Nesil yöneticilerin yetiştirildiğini görüyorum. Bu süper vizyoner bir çalışma. Bu dinamik yapının önünü devlet de açmalı. Burada oluşan sinerjiyi desteklemeli” dedi. Devletin hakem rolünün mutlaka olması gerektiğine değinen Özince ama her konuda önder olması değil, kendi yatırımcısının arkasında durduğu bir model geliştirmesi gerektiğini anlattı. Her yüzyılda, her dönemde bugünden daha büyük sıkıntılar yaşandığını yineleyen Özince sözlerini, “Bugüne kadar ülkemizde de çevremizde de daha olumsuz günler gördük. Bugünler de geçecek. Yeter ki Türkiye Cumhuriyeti, Cumhuriyetin kuruluş ilkelerine dönsün, kendi istiklaline ve ekonomik istikbaline sahip çıksın. Bunun da başarılacağına hiçbir tereddüt duymuyorum” diye tamamladı.
Teşekkürederiz...
