Mehmet SELVİ

Festivaller ve fuarlar bir kentin kimliği açısından çok önemli..

Mesela bir İzmir’i düşünün..

1923’te Mustafa Kemal Atatürk’ün açılışını yaptığı 1. İktisat Kongresi’yle İzmir’de fuarcılığın temelleri atıldı.

O tarihten sonra Kültür Park’ta yapılan İzmir Fuarı tüm Türkiye’de adeta marka haline geldi..

Her yıl düzenlenen fuarda birbirinden ünlü sanatçılar sahne almak için adeta yarıştı..

Türkiye’nin her yerinden misafir ağırladı..

İzmir fuarcılık konusunda Türkiye’de bir marka oldu..

70’li ve 80’li yıllarda Mersin’de fuarcılık ve festivaller konusunda İzmir’den geri kalır yanı yoktu..

Atatürk Parkı’nda düzenlenen fuarda, dönemin ünlü sanatçıları sahne alır, standlar kurulur, etkinlikler düzenlenir, vatandaşlar aileleri ile birlikte fuarın tadını çıkarırdı..

90’ların başında bu etkinlik devam etsede malesef zaman içerisinde Mersin Fuarı tarihe karıştı..

Diyeceğim o ki, Fuarcılık ve Festivaller bir kentin tanıtımına, kentteki hareketliliği sağlamaya, kentlilik bilincinin oturmasına etken en önemli faktörlerin başında yer alıyor..

Ancak Türkiye’de yerel düzeydeki festivallerin ve fuarların çoğu ‘kasaba festivali’nden öteye geçemiyor..

Bu noktada yerel yönetimlere çok büyük görevler düşüyor aslında..

Nasıl vatandaşa elektrik, yol, su götürmek başlıca hizmet olarak görünse de, kültür ve sanat da toplum için önemli bir ihtiyaç..

Onun için kültür ve sanatın toplumla bütünleşmesinde aslında yerel yönetimlerin önemli rolü var..

Biraz vizyoner bir bakış açısıyla insanların daha mutlu ve kendileri için bir değer yaratarak yaşaması mümkün..

Festivaller de bu işin önemli araçları..

Tabi pek çok amacı olabilir ama, işin 'kolayı'na kaçmadan yatırım yapıldığında güzel örnekler çıkıyor..

Güzel örnekler demişken;

Akdeniz Belediye Başkanı M. Mustafa Gültak, T.C. Kültür Bakanlığı’nın da desteği ile önemli bir hizmete daha imza attı..

Hafta sonunda balıkçı kasabası olan Karaduvar’da ‘Balık Festivali’ni düzenledi..

Çok da iyi etti..

Bölgenin de dokusuna uygun olması sebebiyle binlerce Mersinli Karaduvar’a akın ederek, hafta sonunu dolu dolu geçirme fırsatı buldu..

Tonlarca sardalya, ekmekle buluştu..

Vatandaşa ücretsiz dağıtıldı..

Konserler, etkinlikler, söyleşiler, yarışmalar yapıldı..

Karaduvar’a giden kalabalık sayesinde esnaf da iş yaptı..

İşin bu tarafı ekonomik ve eğlence ile alakalı..

Bir de işin tanıtım kısmı var..

Kentteki yerel ve ulusal medya, Karavura Balık Festivalini mercek altına aldı..

Ulusal haber kanallarında festivalin haberleri döndü..

Başkan Gültak canlı yayınlara katılarak hem kenti hem de festivali anlattı..

Bu da işin kent adına tanıtımı açısından en önemli kısmıydı..

En son Narenciye Festivali’nde böylesi bir heyecanı görmüştüm kentte..

Bu noktada Ticaret Borsası’nın düzenlediği festival kentteki önemli bir boşluğu doldurmuştu..

Yıllar geçtikçe Uluslararası bir festival haline geldi..

Kent sahip çıktı..

Vatandaş benimsedi..

İnanıyorum ki, yıllar geçtikçe Başkan Gültak’ın imzasını attığı Karaduvar Balık Festivali de Narenciye Festivali gibi ses getirecek..

Kent sahip çıkacak..

Vatandaş daha çok benimseyecek..

Her yıl üstüne koyarak devam edecek..

İlki yapılmış olsa da kusursuza yakın bir organizasyona imza atan başta Başkan M. Mustafa Gültak’ı ve ekibini kutluyorum..

Başkan Gültak’ın ve Akdeniz Belediyesi’nin kentteki diğer Belediye Başkanlarına ve Belediyelere de örnek olmasını diliyorum..

Örnek olsun ki Mersin yeniden Festivaller ve Fuarlar kenti olma yolunda bir adım atsın..