Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin son iki oturumu çok konuşuldu..
İlk ‘pandemi’, sonradan ise belediyenin borç yükü gerekçe gösterilerek Başkan Vahap Seçer tarafından meclise sunulan 250 milyon TL’lik borçlanma yetkisi Cumhur İttifakı’nın vetosunu yedi..
Borçlanmanın amacı gerçekten Mersin ve Mersili için hizmet üretmek yada proje hayata geçirmek miydi?
Maalesef kimse anlayamadı..
Son iki meclis oturumunda akıllarda kalan ise, tartışmalar, kavgalar, yükselen sesler ve özellikle sosyal medyada ‘troller’ ile algı yaratma çabaları oldu..
Şunu ilk başta söylemem gerekir ki, bu tür tartışmalar ve kavgalar kentin önünü tıkar, yatırımları engeller, hizmet üretmenin önüne geçer..
Ancak tüm bu yaşananların kaynağına inmek, neden bu hale gelindiğini sorgulamak gerekir..
Yaptığım radyo programlarında da, dost meclislerinde de hep şunu söyledim;
Borçlanma yetkisinin görüşüldüğü 2 mecliste gördüğüm, tanıdığım, bildiğim Başkan Vahap Seçer, o naif, uzlaşmacı kişi değildi!
Tabi başkanın bu hali meclise de, meclis üyelerine de yansıdı neticede..
Borçlanma yetkisi neden verilmeliydi, neden verilmemeliydi, o konuya girmeyeceğim..
Kentteki eli kalem tutan, aklı selim GERÇEK gazeteciler zaten konu ile ilgili fikir ortaya koydu..
Ancak burdan Sayın Başkana naçizane seslenmek isterim..
Belediye Başkanlarına ve meclis üyelerine en tabi hakkı olan söz hakkını vermeyerek..
Alt birim belediye başkanlarına aba altından sopa göstererek..
‘Ben yaptım oldu’ mantığı ile meclisi karar almaya zorlayarak..
Ve sesinizi yükselterek malesef ki, bu meclis yönetilmez..
Amacınız muhalefetin sesini kesip ‘SESSİZ’ bir meclis yaratmak ise, orası başka..
Ancak, böylesi bir meclisten Mersin yararına karar çıkmaz..
Eğer ki siz, meclis üyelerinin, söz hakkını engellemeyi meclisin yönetmeliğine bağlarsanız, size alt birim belediyelerdeki meclis toplantılarını izlemenizi tavsiye ederim..
Bakın kimler nasıl söz alıyor, kimlere nasıl söz hakkı tanınıyor..
Kendinize dayanak aldığınız meclis yönetmeliğinde, bir işi yada hizmeti meclise sunmadan ‘oldu bittiye getirip’, daha sonra meclisten karar çıkarma gayretine girmek yazar mı?
Atatürk Parkı’nda yaptığınız cep otoparkı gibi..
Yada herhangi bir argümanı meclisin ve meclis üyelerinin itirazına rağmen ısrarla dayatmak yönetmeliğin herhangibi bir maddesinde yer alır mı?
Belediye logosundaki olduğu gibi..
Hak hukuk adaletse, illa ki herkese..
Aksi takdirde bu tutumunuz devam eder ise, bundan sonraki süreçte Akdeniz Belediye Başkanı Sayın Mustafa Gültak gibi çok Meclis üyesi meclisi terk de eder..
Toroslar Belediye Başkanı Sayın Atsız Afşın Yılmaz gibi çok meclis üyesi sesini yükseltir, isyan eder..
Ve başta söylediğim gibi bu tür tartışmalar ve kavgalar kentin önünü tıkar, yatırımları engeller, hizmet üretmenin önüne geçer..
Sayın Başkan Seçer, belediyenin borcundan kaynaklı faiz yükünün 2022’ye kadar süreceğini ifade etti son mecliste..
Bu açıklama malesef, Cumhur İttifakı’nın borcun borçla kapatılacağını gerekçe göstererek 250 milyon TL için borçlanma yetkisini neden vermediğinin ıspatıdır bana göre..
Şunu hatırlatmakta fayda var..
Bu borç Sayın Seçer dönemine ait değildir..
Burhanettin Kocamaz döneminden gelen enkazın bir ürünüdür..
Ancak sayın Başkanın göreve geldiği ilk meclisleri bir hatırlayın..
Cumhur İttifakı’nın ısrarla ve inatla, geçmiş dönemin hesaplarının denetlenmesini talep etmesi, Sayın Başkan Seçer’in ‘devr-i sabık’ yaratmama ısrarına takılmıştı..
Belki de Sayın Başkan Cumhur İttifakı’nın sesine kulak verseydi, bugün Belediye bu kadar borcun ve faizin altına girmeyecekti..
Başkan Seçer, hizmet ve proje üretmekte zorlanmayacaktı..
Borçlanma yetkisine gerek duyulmayacaktı..
Belki kavga da olmayacaktı, gürültüde..