Mersin Büyükşehir Belediye Meclisinde yaşananlar, en hafif tabirle çok kötüydü.
Çok yazdık, çok konuştuk…
Ne söz kaldı ne de yorum.
Bu kavgaların, tartışmaların, hoş olmayan görüntülerin sorumlusu, bana göre herkes.
Ama fatura her zaman Başkana kesilir.
Bu vatandaş nezdinde de böyledir, siyaseten de böyledir.
Çünkü vatandaş ne borçlanmaya bakar ne de borç edebiyatına!
Vatandaş sonuca bakar; vatandaş hizmete bakar.
Başkan Seçer ısrarla “bir yıllık belediye başkanıyım” dese de oturduğu koltukta 16 ay geçti.
Zaman hızlı geçiyor.
Vatandaş buna da bakmaz.
16 aylık performansa bakar.
Başkan Seçer “Performansın” ne olduğunu iyi bilir.
Nitekim ölçme, değerlendirme aracı olarak gördüğü “Performans” en başta kendini çok zora sokacaktır.
***
Başkan Seçer’in bana göre en önemli yanlışı, pek danışmayı sevmiyor.
Danıştıkları da pek doğru bilgi vermiyor ya da yanıltıyor.
Bakınız, 16 aylık süreç.
Kendi kararlarının çok sorgulanmasını sevmiyor.
Eleştirileri pek kaldıramıyor.
Bakınız, logo, Atatürk Parkı içine yapılan otopark, su faturaları, ilk abonelik ücretleri, sivrisinek…
Hele su faturası, ilk abonelik ücretleri ve sivrisinek eleştirilerinde neredeyse vatandaş suçlu oldu.
Logo konusunda da, “zamana ihtiyaç var” derken bile, “ben bunu dayatacağım” diyor aslında.
Nerede seçenekler? Nerede halkın tercihi? Nerede demokrasi?
Atatürk Parkının içine otopark yapılması ve daha sonra bunun meclise gelmesi, meclis iradesini yok saymaktır
Bunu savunmak ise ne meclis üyelerine ne de Başkana yakışmıştır!
Velhasıl, Meclis eski Meclis olmayacaktır.
Başkan Seçer ya dengeyi kurar ya da gergin meclislere razı olur.