Geride bıraktığımız ramazan bayramını her zaman alıştığımız gibi değil, evlerde ailecek sokağa çıkma kısıtlaması ile geçirdik. Böyle ziyaretsiz, el öpmesiz, evde kendi başımıza bir bayram geçireceğimiz hiç birimizin aklına gelmezdi. Bu günleri yaşamak ta varmış hayat çizgimizde ne diyelim. Virüsle birlikte tüm ezberlerimiz bozuldu. Çok farklı bir yaşam tarzına geçtik dünya ile beraber. O günleri yaşayanlar hatırlayacaktır, sokağa çıkma yasağı ile darbe dönemlerinde ve nüfus sayımlarında tanışmıştık. Bu kez de salgın nedeniyle yaşamak varmış bu yasakları. Nüfus sayımı yasaklarından çok şükür teknoloji sayesinde kurtulduk. Allah ne darbe ile ne de böylesi salgınlarla bir daha yaşatmasın bize böyle kötü günleri. Bu sıkıntılı dönem maalesef tüm ayarlarımızı ve önceliklerimizi de değiştirdi. Yapmayı planladığımız birçok şey belki de aklımızda bile kalmadı. Farklı şeylere odaklandık. Resmen can derdine düştük. Üzüldük, sıkıldık, kaygılandık.
Bizler hayatı tabir caizse rölantide yaşarken, tam gaz görevlerine devam eden, hatta her zamankinden daha da tempolu çalışanlarımız oldu. Başta canları pahasına görevleri başında olan sağlık personeli ve her türlü tedarikçiler olmak üzere, hepsi hayatta kalabilmemiz için canla başla mücadele ettiler. Hepsine sonsuz şükranlarımızı sunuyoruz. Ama bu zor günlerimizi fırsata çeviren kötü niyetli amcaları da unutmadan bir kez daha lanetliyorum.
Tabi yerel yönetimler de bu süreçte ellerinden geldiği kadar vatandaşın yanında olmaya çalıştılar ve sıkıntıları çözme konusunda birbirleri ile yarıştılar adeta. Yiğidi öldür hakkını inkâr etme. Sosyal medyada belediyelerle ilgili, İşte bu güne kadar ne yaptı, taş üstüne taş koymadı gibi çeşitli eleştirilere şahit oluyoruz. Bunların haklı yönleri var tabi. Bildiğiniz gibi tüm belediyeler geçmişte de şahit olduğumuz gibi en az ilk bir yıllarını maalesef kadrolaşma faaliyetlerine ayırırlar. Gelenek bozulmadı yine öyle oldu. Bunun aslında hoş görülecek hiçbir yanı yok. Hem zaman kaybı hem de birçok insanın işinden olmasına neden olan hoş görülemeyecek bir uygulama. Ne kadar eleştirilse az bana göre de. Başkanların böyle bir niyeti yoksa bile, bağlı bulundukları siyasi partiler tepelerine biniyor ve bu saçma uygulamalar sürüp gidiyor. Göz açıp kapayana kadar bu bir yıl geçti. Kamuoyu tam hizmet atağı beklentisine girmişken korona virüs patladı. Bu kez de belediyeler tüm imkân ve mesailerini bu işe harcamaya başladılar. Tabi ki hizmet etmeyen yerel yöneticileri hep birlikte eleştirmemiz gerekir. Ama şu dönemde sanırım biraz zamana ihtiyaçları var. Unutmayın ki önceki dönem Mersin B.Ş.B Başkanı Burhanettin Kocamaz’da en gözle görülür hizmetlerini son iki yıla sıkıştırmıştı. Üstelik o dönem, bugünlerde yaşadığımız korona virüs gibi bir problemde yoktu. Biraz sabırla sıkıntılı günleri atlatalım. Ondan sonra vatandaşlarımızın beklediği hizmetleri yapamayanları hep birlikte eleştirelim..