“Öncelikle ne metroya karşıyız ne de Mersin’in daha iyi yerde olmasına!
Harcanan paralar sizin değil. Onun için hamaset nutukları yerine ayağınız yere bassın yeter.” Diyerek başlamıştım dün yazıma… Bugünde devam edip bitirelim.
***
Her şeye rağmen bu proje yapılır. Para varsa her şey olur.
Ama bu kentin kaç yılına mal olur?
Unuttuğunuz o kadar şey var ki, kapanan trafiği bile doğru düzgün çözeceğinizi anlatamadınız.
Proje anlatanların bu şehri çok iyi tanımadığı “Ooo bu kentin çok alternatif yolları var”demesinden belli.
En basit bisiklet yarışında yollar ne hala geliyor haberi yok haberi.
Hiç sorun çıkmayacak gibi anlatmak bile ciddi sorunlar çıkacağını gösterir.
Köprülü kavşakta bile deplase çalışmaları 1,5 yıl sürdü.
Battı çıktılarda hiç hesapta olmayan aksamalar oldu.
***
Mesele bitmez…
Sizin yer üstünden geçerken çıkaracağınız atık miktarı 800 Bin ton.
Ama yer altından olduğuna göre, bu kez çıkacak atık miktarı sizin hazırladığınız raporlara göre
3.8 Milyon tondur.
Bu bilgiye de şaşıp kaldınız.
Ne olacak 3.8 Milyon ton?
Yeni bir ada mı yapacağız, denizi mi dolduracağız?
Devam edelim…
Anlattığınıza göre İstiklal Caddesindeki bütün binaların tüm testleri yapılmış ama kimsenin haberi yok.
Ve yine size göre 35 bina riskli bulunmuş.
Öncelikle riskli bina 35 binadan daha fazla olduğu kesin ve neye göre bu 35 binayı tespit ettiniz?
Apartman sakinlerinin neden bundan haberi yok? Kiminle görüşüldü?
Hangi binalar bunlar söyleyin, bizde gidip bir konuşalım, ne düşünüyorlar? Soralım.
Bu binaları nasıl güçlendireceksiniz? Tabi apartman sakinleri bunu kabul ederse!
Ya da yıkılması gerekiyorsa nasıl yıkacaksınız? Tabi apartman sakinleri bunu kabul ederse!
Öte yandan yine sizin planlarınıza göre çalışma alanınız İstiklal Caddesinde 27-29 metre.
Oysaki caddedeki binaların arası 19 metreye kadar düşen ara mesafesi var.
Bunu mühendise değil, esnafa sor söyler!
Milletin binalarının altında mı çalışacaksınız?
***
Allah var, her şeye rağmen güzel anlattınız.
Hükümetin tüm talimatlarına rağmen İstanbul Yenikapı projesi tarihe eserlere denk geldiği için durdu ve gecikti.
Bizim projede bir şey çıkarsa ne olacak?
“Büyük talihsizlik; durduk kaldık, ilerlemiyoruz” diyeceksiniz. Çünkü taahhütname de öyle yazıyor.
***
Tüm sorunları aştık ve yaptık diyelim.
Gelelim işletim maliyetine…
Nüfusumuz belli… İsterseniz Suriyelileri de dahil edin.
Mersin de bu projenin taşıyacağı saatlik/günlük yolcu sayısı 10 Bini geçmez.
10 saat çalışsa 100 Bin yolcu/günlük.
Bugün ki kura göre fiyatınız 2,5 lira olarak belirlenmiş.
Ama bu ücretle, ne size göre 350 Milyon Dolarlık maliyet çıkar ne de olası 700 Milyon Dolarlık maliyet.
Hazırlamış olduğunuz projede yıllık elektrik gideri 3 Milyon Dolar.
Bakım gideri 1,5 Milyon Dolar.
Yani sadece elektrik ve bakım için yıllık 4,5 Milyon Dolar masrafımız var.
Bunların hesabı yapılırken 22 metreden aşağıya koyacağınız yürüyen merdiven, asansör, aydınlatma, yer altına indiniz ve metro yapısı içindeki ısıtma ve soğutma sistemleri yok.
Yani tüm bunlar için en iyi ihtimalle yıllık 5 Milyon Dolar da para bulmamız lazım.
Ehh artık faturalara yansıyan katılım paylarına, suya zam yapar arayı kapatırız.
Bu konuda da krizi yönetemeyip halkı karşınıza aldınız ama sosyal demokrat anlayışı ile ters düşüp kulak tıkadınız.
***
Ne metroya karşıyız ne de Mersin’in daha iyi yerde olmasına!
Harcanan paralar sizin değil. Onun için hamaset nutukları yerine ayağınız yere bassın yeter.
Umarım Mersin bir bataklığa düşmez.
Size Rus ruletiniz de başarılar dilerim.