Uzun bir aradan sonra yeniden yazmaya başlamaya karar verince, yazılacak konu bolluğundan bayağı bir düşündüm esasen…
Memleketin gündemi toz duman, ekonomik darboğaz, dövizdeki dikey hareket, hesaplaşma- helalleşme ikilemi…
Hepsine ilerleyen yazılarda değinmeyi düşünüyorum lakin bu yazı limon ve dolayısıyla memleketim Erdemli üzerine…
Bir tarım ürünü düşünün ve bu ürünü üreten bir ilçe…
Öyle bir ilçe ki Türkiye’deki üretimin %65’ini karşılıyor… Yani ülkedeki yerli üretim her üç limondan ikisi bu ilçede üretiliyor…
Lakin ülkenin limon piyasası bir tek limon ağacı olmayan Ürgüp’te kuruluyor iyi mi?
Bu rekolteyi üreten bir ilçe, ürettiği limonu depolayacak depo yapmıyor ya da yapamıyor…
Hali hazırdaki depolar da yetersiz…
Yani ekonomi mantığına ters olarak, üreten fiyatı belirlemiyor, depolayan fiyat belirliyor…
Belki izlemişsinizdir haberlerde; limonun içine konduğu plastik sandık 17 TL iken, sandık dolusu limon 10 TL…
Bu ilçeye Limon Borsası’nın acilen kurulması lazım, bu ilçeye soğuk hava depolarının ama STK’lar eliyle ama kamu eliyle ama özel tüzel kişiler aracılığıyla bir an önce kurulması lazım…
Limon üreticisinin artık nefes alamadığını görmemek için kör olmak lazım…
Tabi bir de işin bir diğer yüzü olabilir…
Yapılması planlanan ve ihalesi yapılmış olan otoyolun Çeşmeli-Kızkalesi kesimi ve bu güzergâhtaki kamulaştırma bedelleri…
Ufak bir bilgi vereyim; güzergâhın büyük bir bölümü şu anda limon bahçesi olan alanlardan geçiyor ve dolayısıyla mahkeme aşamasında kamulaştırma bedeli hesaplanırken limon tarımı verileri de esas alınacak…
Diyorum ki acaba bu ödenmesi gereken bedeller düşünülerek mi ayarlanıyor limon piyasası?
Tabii ki bu sadece bir soru …
Eğer öyleyse çözümü de var, paniğe gerek yok…
Moda tabirle hemşerilerime seslenerek bitireyim yazıyı ; “ ayık olun hemşerim!!!”
Yörük oğlu kendini ezdirmez…