Bu meslek çilelidir, zordur…
Ama hiçbir zaman emeğinin karşılığını alamazsın.
Hiçbir zaman ekonomik olarak tatmin edici değildir.
Onun için bu mesleği bırakıp, kendine başka yollar çizen çoktur.
Çizmeyip bu işin kaymağını yiyenlerde yok değildir!
Bu işi yapmaz ama kendini bu mesleğin bir parçası görüp, nemalanmayı sürdürür.
Kolaydır bunu yapmak.
Buna pirim verende vardır, ilan, reklam, destek verende vardır.
Ballı maaşı yetmez gibi hala üç kuruş para ile geçinmeye çalışan basın çalışanlarının ekmeğine göz dikerler.
***
Bu anlattıklarıma “hayır; öyle bir şey yok” diyecek olan var mı?
Bu anlattıklarıma “Yalan” diyen var mı?
Sonra hep bir ağızdan “bu meslek neden bu halde” nameleri duyarız.
İşte bu yüzden bu haldeyiz.
Gazetecilikle ilgisi olmayanların köşeleri tutması yüzünden bu haldeyiz.
Şantajcı tiplerin itibar görmesinden dolayı bu haldeyiz.
***
25 yıldır tek geçim kaynağım bu iş…
25 yıldır başka hiçbir iş yapmadım…
25 yıl derken bile artık gurur duymuyorum.
Çünkü bu meslekte 25 tane yazısı/haberi olmayan kişiler var.
Nasıl bir meslek ki buna rağmen rağbet görür, sıfat peşinde koşulur.
Çünkü bunlara pirim veren, ilan, reklam, destek verenler vardır.
Biz yaşam mücadelesi verirken, onların yaşaması için çabalayanlar vardır.
Çileyi meslektaşlarım çeker ama protokolde, masa başlarında, en önde maalesef bunlar yer alırlar.