Bir önceki yazımda, Adnan Menderes Bulvarı boyunca sahil kesimini dolduran gençlerden söz etmiştim. Hani işi gücü olmayan her yaştan gencin, tam anlamıyla zaman öldürdüğü, amaçsızca dolaştığı bölgeden. Maalesef sadece sahil kesiminde değil şehrin her noktasında İşsiz güçsüz amaçsız dolaşan her yaştan bu gençleri bekleyen bir başka tehlikeden söz etmek istiyorum bu yazımda. Maalesef kötü amaçlı insanların her türlü faaliyeti için de hedef olan bu gençleri bekleyen en önemli tehlikelerden biri de misyonerlerin faaliyetleri. Hıristiyan aleminin ya da Yehova şahidleri gibi Yahudi dünyasının misyonerleri eminiz ki, tüm dünyada olduğu gibi özellikle de ülkemizde ve Türk dünyasında da maalesef faaliyetlerini tam gaz sürdürüyor. Hem Müslüman oluşumuz hem sayısal çokluğumuz hem de çok genç bir nüfusa sahip olmamız, bizi onlar için cazip kılıyor. İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük şehirlerde olduğu gibi Mersin’de de özellikle gençler bu tehlikeli faaliyetlerin kurbanı olabiliyorlar. Duyumlarımıza göre oluyorlar da zaten. Özellikle işi gücü olmayan, yardıma muhtaç ve inanç bunalımında olan gençleri hedef alıyor bu misyonerler. Gençlere çok anlayışlı, samimi ve oldukça cömertçe davranıp onların güvenini kazandıktan sonra, İsa’nın tüm insanlık için gönderildiğine inandırarak, hem dinlerinden hem de ülkelerinden kopararak kendi saflarına çekme gayreti içindeler. İşi gücü, düzenli bir hayatı ve kendini koruyan ailesi olan hiçbir gencin yoldan çıktığını, kötü işlere bulaştığını veya terör örgütlerinin ağına düştüğünü gördünüz mü? Hemen hiç görülmedi böyle bir şey. Hedef kitlesi kim bu şer odaklarının? İşsiz, amaçsız, sahip çıkılamayan ve cahil kalmış genç nüfus. Çünkü onları ikna edip, aklına girmek ve kandırmak çok daha kolay. Bunu bildikleri için de faaliyetlerini özellikle bu yaş gurubu zayıf gençler üzerinden yürütüyor misyonerler. Bu hiç göz ardı edilemeyecek çok büyük bir tehlike gençlerimiz için. Çok geç olmadan, hem ailelerimizin hem de devletimizin bu gençlere sahip çıkması, koruması ve kötü niyetli bu gibi faaliyetlere kurban vermemesi gerekir.
Hani hep diyoruz ya ‘’Gençliğimiz Ülkemizin Geleceği’’ diye. Aman dikkat….