Mersin’de bir ‘şarap’ tartışmasıdır aldı başını gitti..
Ulusal ve Yerel basında geniş yer bulan konu, sosyal medyada da tepki patlamasına sebep oldu..
Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer ve Özel Kalem Müdürü Doğukan Uyan’ın kent protokolüne, Meclis Üyelerine, İlçe Belediye Başkanları ve Özel Kalem Müdürlerine, Ulusal Basın Merkezlerine gönderdiği yılbaşı paketi içerisindeki o ŞARAP büyük tepki topladı..
Hele ki o şaraplar alkol kullanmayanlara da gönderilince tartışmanın boyutu farklı bir boyuta taşındı..
Belli ki Başkan Seçer, yılbaşı kutlaması için şık bir paket hazırlatmak, paketin içerisine de eşi Sayın Meral Seçer’in kuruculuğunu ve başkanlığını yaptığı kadın kooperatifinin ürünleri allatıp pullatarak koymak istemiş..
Hem paket hazırlanacak, yılbaşı hediyeleri aradan çıkacak..
Hem de kadın kooperatifinin ürünlerinin reklamı olacak, kooperatife gelir sağlanacak..
Alkolün ne işi var o pakette?..
Benim açımdan kutudan şarap çıkmış, alkol gönderilmiş çok önemli değil..
Ama bunu sorun edecek, kendisine saygısızlık yapıldığını düşünecek ciddi bir kesim var..
Görmezden gelmemek gerek..
Paket içerisinde gönderdiğin alkolü kullanan var, kullanmayan var..
O alkolden keyif alan var, haram gören var..
Nasıl alkol kullananlar saygı bekliyorsa kullandıkları alkole, aynı saygıyı alkol kullanmayanların da bekleme hakkı var..
Bu yüzden çıkıp da illa Belediye Başkanını savunacak, yalakalık yapacaksın diye ’hediyedir kardeşim, beğenmiyorsan içme, çöpe at, başkasına ver, bana gönder, iade et’ yorumları yapmaya gerek yok..
Olmadı, Kurban Bayramında da ‘domuz eti’ gönder..
Yemeyen, atsın, geri iade etsin, ya da birilerinin bahsettiği gibi yiyen birine versin..
Bir Belediye Başkanı olarak elbette neyi, ne şekilde göndereceğiniz size kalmış..
Benim açımdan sorun yok, saygı da duyarım..
Ama neyi, ne şekilde gönderdiğinizin, hediyenin nevinin bir karşılığı var, sorumluluğu var..
Toplumun hassas noktaları, kırmızı çizgileri var..
Yüzde 50’si içiyorsa bu meredi, Kalan 50’si de içmiyor..
Günah diyor, mekruh görüyor, sağlıksız buluyor..
Mutlu da olur, içince kafası güzel de..
Ama kullanmayan, günah sayan, mekruh gören adama gönderirsen, o zaman sorun olur, saygısızlık olur..
Unutma ki sen bu kentin tamamının Belediye Başkanısın..
Neticede bu şarap mevzusu olmadı..
Başkan Seçer’e yakışmadı..
Ciddi bir siyasi hata olarak karnesine yazıldı..
Her fırsatta eşitliğe dem vuruyor, demokrasi istiyor, saygı bekliyorsan, aynı şekilde sen de davranmalısın, saygı duymalısın..
UNUTULMASIN Kİ SEVGİDE SERBESTLİK, SAYGIDA MECBURİYET VAR..
Bunun savunulacak bir tarafının olmadığını da görmek gerek..
İl Başkanı Adil Aktay’ın sosyal medyadaki açıklamalarını hatırlayın..
Mersin’in üzümlerini kimin nasıl değerlendireceğine karar vermek hiç kimsenin haddi değildir..
O sepet için belediyenin harcadığı her kuruş, ‘Mersinli Kadın Üreticilere’ emeklerinin karşılığı olarak gönderildi..
Belli ki Sayın Aktay mevzuyu yanlış anlamış, yanlış bilgilendirilmiş, hataya zorlanmış..
İl Başkanlığını yaptığın partinin Belediye Başkanını savunmak elbette en doğal hakkıdır..
Ama mesele ne üzümdü, ne de kadındı..
Bir de o şarabı üreten kadın üreticiler değil, sahibinin erkek olduğu bir fabrikaydı..
Yani para kadın üreticilere değil, patronu erkek olan fabrikaya gitti..
Büyükşehir Belediyesi, Mersin Üniversitesi’ne stant kurup öğrencilere prezervatif dağıtmıştı..
Her ne kadar Bakanlığın desteklediği bir proje olsa da büyük tepki toplamıştı..
Çünkü prezervatiflerin dağıtıldığı yer ve hedef kitle yanlıştı..
Sen git vatandaşa dağıt..
AIDS’e, doğum kontrolüne karşı bilgilendir..
Ama bunu üniversitede, öğrencilere karşı yapma..
Prezervatif dağıtımı konusunda yapılan nasıl o gün yanlışsa, bugün de şarap dağıtımında yapılan yanlış..
Şarap göndermek yanlıştı..
Üniversite kampüsünde öğrencilere prezervatif dağıtmak kadar yanlıştı hemde..
Su faturalarına sürekli zam yapmak kadar yanlıştı..
Belediyenin logosunu ‘ben yaptım oldu’ diyerek değiştirmek kadar yanlıştı..
Metro projesi ve bu projeye direnmek kadar yanlıştı..