Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de covid-19’ un etkisini giderek arttırdığı sıkıntılı günler yaşamaya devam ediyoruz. Biz bitip gitmesini beklerken, o aldı başını gidiyor. Hasta sayısı ve can kayıpları arttıkça artıyor. Hemen hepimizin arkadaşı ya da yakınlarından birileri artık virüse yakalanmış, atlatmış ya da hayatını kaybetmiş durumda. Her geçen gün daha da vahim tablolarla karşılaşıyoruz. Test sayısına ve virüsün yayılma hızına bağlı olarak vaka sayısı da, hasta sayısı da ve ne yazık ki can kayıpları da artmaya devam ediyor. Bu da bize gösteriyor ki, biz vatandaşlar olarak bu işi gerektiği kadar ciddiye almadık alamadık. Almamız gereken önlemleri tüm uyarılara rağmen gereği gibi yapmamakta adeta direndik. Birçoğumuz sanki böyle bir salgın yokmuş gibi halen rahat ve sorumsuzca hareket etmeye ısrarla devam ediyor. Sonunda böyle üzücü, kaygı verici bir tabloyla karşılaştık. Ülke olarak yeterli gördüğümüz ölçüde ya da istememize rağmen ekonomik kaygılarla ancak yapabildiğimiz sınırlı kısıtlamalar da bu işe çözüm olmadı ve olmayacak gibi. Bu durum daha ne kadar sürecek, eğer uygulayabilirsek aşı nasıl bir sonuç verecek hiç belli değil. Artık toplum olarak, bu vahim tablo karşısında nasıl hareket etmemiz gerektiğini ciddi ciddi düşünüp, doğru olan neyse ona göre hareket etmemiz şart. Her vatandaşımız bu işin sorumluluğunu ferdi olarak üzerine alırsa, aynı zamanda birlik, beraberlik ve dayanışma örneği verebilirse, bu işin içinden çıkmamız çok ta zor olmasa gerek. Maalesef ekonomisi iyi, güçlü, gelişmiş ülkeler kadar rahat davranamıyoruz. Devlet olarak vatandaşlarımıza bu sıkıntılı dönemde ekonomik olarak yeterli desteği veremiyoruz. Bu kötü gidiş böyle devam ederse eğer, daha da zor günlerin bizleri beklediği çok açık. Sorumluluk sahibi vatandaşlar olarak imkânlarımız ölçüsünde ihtiyacı olanlarımıza destek vermek durumundayız. Bu konuda da yine görev, sorumluluk sahibi vatandaşlarımıza düşüyor. Çevremizde mutlaka pandemi nedeniyle işinden olmuş, iş bulamamış ve sıkıntı içinde olan insanlarımız var. Hemen her gün intihar girişiminde bulunan, canına kıyan vatandaşlarımızın haberlerini duyar olduk. Hal böyle iken bazılarımızda duruma inat gerekli gereksiz savurganlığa devam ediyoruz. Her zaman söylediğim gibi israfta ne yazık ki üstümüze yok. Birinciliği kimseye kaptırmıyoruz. Bu dönemde bari israf etmeyelim. Gereksiz para harcamayalım ve çevremize fayda sağlamaya çalışalım. Bu zor günlerimizi fırsata çevirmeye çalışan hiç kimseye bu imkânı vermeyelim. Şunu da belirtmeden geçmeyelim. Salgının ilk dönemlerinde vaka sayısının en az olduğu Mersin, maalesef bu günlerde vaka sayısının en fazla olduğu iller gurubuna girdi. Bu durum bize bir şeyler anlatsın artık ve biz de gereğini yapalım. Unutmayın böylesine bir savaşı kazanmak için, Maske, mesafe, temizlik ve en önemlisi dayanışma şart. İnsanlarımızın acilen moral ve desteğe ihtiyacı var. Kalın sağlıcakla…