Dün yapılan Büyükşehir Belediyesi Meclis toplantısında gazeteci olarak görev yaparken engellendim!
Hem de CHP’li gençlerce engellendim!
Hani bu CHP’li gençler Atatürk’ün emaneti olan Türkiye Cumhuriyeti’ni ileriye, muasır medeniyet seviyesine, çağdaş, özgür dünyaya taşıyacaktı?
Ne oldu da geçen yıllarda Burhanettin Kocamaz döneminde gazetecilerin yaşadığı saldırıları, baskıyı, sansürü yaşatmayı kendilerine görev edindiler!
Hem de mecliste! Yani kamusal alanda! Hem de canlı yayında! Hem de o kadar insanın gözü önünde! Alenen! Çekinmeden!
Ne oldu da; sansüre başvurabildiler?
Anlamak imkansız…!
“Başkan istemiyor” diyerek benim görüntü almamı engellemek isteyen gence soruyorum; siz kimsiniz? Büyükşehir Belediye çalışanı mısınız? Kongre Merkezi görevlisimisiniz?
Sorular yanıtsız…
“ÇEKME” de ısrarcı arkadaş!
Başımıza toplandı yine geçmişte olduğu gibi Büyükşehir Belediyesi’nin CHP’li çalışanları ve Kongre Merkezi’nin güvenlik görevlileri…
Sonra bir baktım etrafımız sarılmış…
Bir CHP’li Meclis üyesi gençleri susturmaya, yapılanın yanlış olduğunu anlatmaya çalışsa da laftan anlayacak gibi değiller…
Adını sanını bilemediğimiz gençten istediğimiz yanıtları alamadık ama, bu defa da CHP Mersin Gençlik Kolları Başkanı Alkım Sümer çıktı sahneye!
“Çekmeyin”
“Siz partilisiniz karışamazsınız, müdahale edemezsiniz, ben gazeteciyim” desem de beyefendi ısrarcı!
Üstüne üstlük benim konuya gergin yaklaştığımı savunup, ricacı olduğunu söylüyor!...
“Gazeteciler rica ile iş yapmaz, ben kamu görevi yapıyorum” diyorum, yok anlatamıyorum!
Beyefendi hala savunmada üstüne üstlük kaş yaparken göz çıkarır türden; “Ben elinizden telefonunuzu mu aldım?….”
Vallahi pes!
Billahi pes!
Biz bunları Burhanettin Kocamaz döneminde saçlarımızdan sürüklenerek tecrübe ettik!
O zaman da yılmadık, şimdi de yılmayacağız!
O zaman da boyun eğmedik, şimdide eğmeyeceğiz!
Ancak varın ülkenin kimlere emanet edildiğini siz düşünün!