Beyefendinin Belediyesinde taşlar yerine oturmaya başladı.
Bakın yerel gazetelere güzellemeler sayfa sayfa.
Şiir yaz desen böyle güzel anlatılmaz formatında, "Yar saçların lüle lüle" kıvamında.
Hele bir metro ihalesi edebiyatı var ki; anlat anlat bitmez La Fontaine masalları gibi.
İnşallah metromuzun sonu da bu bitmeyen masallara benzemez.
Medya ayağı istenilen ayara gelir de meclis ayağı geri bırakılır mı?.
Yüce meclis dedikleri de düzene uymuş gibi.
Bakın aykırı ses kaldı mı?.
Ali Öğretmen arada bir koronun ayarını bozsa da geri kalan üyeler birlik bütünlük içerisinde tek ses, tek nefes.
En çok konuşanlar beyefendiye "teşekkür" sırasına girenler.
"Al gülüm-ver gülüm meclisi."
Tadından yenmez kıvamda.
En iyi örnek Sayın Mahmut Tat'dır bana göre.
Koca Mecliste bir tek onun aklına gelmişti "korsan" simge-logo'nun hesabını sormak.
Cevap alamadı.
Bir daha da sormadı zaten.
Ne olduysa o sorudan sonra oldu.
O eski cevval Mahmut Bey'i göremez olduk.
Artık hiç bir topa çıkmıyor.
Sessiz, sessiz oturmasına da alışamadık doğrusu.
Neden böyle oldu bilen yok.
Mahmut Bey açıklarsa öğreniriz belki.
"Korsan" simgenin yasallık boyutunu, kaç lira harcandığını sorabilecek başka meclis üyesi var mı bilmiyorum.
“Biz şuan yeni logoyu kullanmıyoruz. Bir değişim olacaksa bunu yıllara yaymak lazım, hemen olmaz. Meclise getireceğiz, görüşeceğiz, Meclis kabul etmezse kullanmayacağız.” demişti Beyefendi.
Hesap sorulmasından vazgeçtim;
Bu sözlerini hatırlatacak bir yüce meclis üyesi var mı?.
Görünen, meclis tam beyefendiye göre şekillenmiş.Hesap sormayan, soramayan.
Beyefendiye teşekkürü düstur edinmiş, saygılı, güzellemeci bir meclisimiz var artık.
Hayırlı, uğurlu olsun.
**
Sevdiğim Laflar:
"EMANET ATA BİNEN TEZ İNER!.."
AL GÜLÜM, VER GÜLÜM!..