Yaz gelecek havalar ısınacak, tedbiri de elden bırakmazsak eğer yaz ortasına kalmaz corona belasından kurtuluruz diye hesaplar yaptık hep. Ne yazık ki yapmamız gerekenleri yapmadık yapamadık. Corona da sıcaklara aldırmayınca yine başaramadık. Bırakın kurtulmayı, tüm dünyada olduğu gibi durum daha da vahim bir hale geldi. Vaka sayıları hızla artmaya başladı. Endişe verici boyutlara ulaştı. Hal böyle olunca, endişe ve korku içinde yaşamak zorunda kaldığımız bir bayram daha böyle geldi geçti. Tüm ezberlerimizi bozmuş olarak ve hiçte içimize sinmeden yaşadık bu yılki Kurban Bayramı’nı. Ramazan bayramında olduğu gibi. Endişelerimiz vardı öncesinde. Tüm tedbirler unutulur, sosyal mesafe kalmaz ve bedelini ağır öderiz diye. Yanılmadık. Korktuğumuz başımıza geldi. Ülkenin her yerinde bayram boyunca hoş olmayan manzaralar fazlasıyla yaşandı. Hem de çok ama çok kritik bir dönemde. Dikkat etmezsek eğer, çok daha üzücü tablolarla karşılaşacağımızı söylüyor uzmanlar her gün. Ama nafile. Bir kulağımızdan girip diğerinden çıkıyor. Anlaşılan o ki millet olarak işin ciddiyetini hala kavrayamadık ne yazık ki. Tüm uyarılara rağmen kurban kesim alanlarında, sahil kesimlerinde, eğlence mekânlarında ve yollarda, tabir caizse balık istifi görüntüler verdik. Vermeye de devam ediyoruz. Tedbirsizce ve sorumsuzca. Kendimizi tutamadık, sabredemedik. Umarım bu yaptığımızın bedelini tahminimizden daha ağır ödemeyiz. Bayramın üçüncü günü, yöremizin belli başlı denize girilebilen, sahil kesimlerini dolaşma fırsatımız oldu. Hem bayram hem de günlerden Pazar olunca Taşucu Sahilleri, Kum Mahallesi ve Kız Kalesi insan kaynıyordu desek abartmış olmayız. Maske ve mesafe de tamamen unutulmuştu. Özellikle Kız Kalesi’nde ki insan sayısı o kadar fazlaydı ki araç trafiğini bile etkileyecek boyutlara ulaşmıştı. Zaten son günlerde çile yolu olarak adlandırılan 85 kilometrelik Mersin-Silifke arasını yoğun trafik nedeniyle hiç abartmıyorum, yaklaşık üç saatte tamamlayabildik. Bu sadece Silifke’den Mersin’e dönüşümüz. Ayrıca Erdemli’nin içinde çok sayıda lambalı kavşak oluşu, son derece yoğun olan araç trafiğini iyice içinden çıkılmaz yapmaya yetiyordu. Yani çile yolu yakıştırması hiçte abartı değilmiş. Yolu çileye çevirende Kızkalesi ve Erdemli’deki trafik yoğunluğu imiş. Yaşadık gördük. Eğer otoban tamamlanıp kullanıma açılamayacaksa, Kız Kalesi ve Erdemli’ye acilen çevre yolu yapılması şart olmuş artık. Yetkililere duyurmuş olalım bir kez daha. Sözün özü, kurban keserken de, bayram kutlarken de, tatil yaparken de, yollarda da kuralları alt üst ettik. Verdiğimiz emekleri, çektiğimiz zahmetleri ellerimizle çöpe attık adeta. Milletçe aklımızı başımıza almanın zamanı geldi de geçti bile. Zararın neresinden dönersek o kârdır mantığı ile hareket edelim ve ülke olarak bir an önce temize çıkalım. Bunu başarmak zorundayız. Eğer başarmazsak hem sağlığımızdan olup can kayıpları yaşamaya devam ederiz hem de ekonomik olarak inanılmaz kayıplar ve sıkıntılar yaşamak zorunda kalabiliriz. Unutmayın ki, geleceğimiz tamamen kendi ellerimizde.
Teşekkürederiz...
