“Mersin’e yeni medya düzeni” başlıklı bir yazı yazmış; yerel iktidarlarca medyanın “dizayn” edilmesi çabalarını dile getirmiştim.
Çok beklemedik.
Saflar çabuk netleşti.
Üç beş iyi gazeteci.
İşlerine düşkün.
Meslek onuruna sahip.
Eğilip bükülmeyen.
Dik duruşlu.
Aynı zamanda dik kafalı.
Ve akılları başlarında.
Diğer taraf kalabalık;
Çoğu ele gelir irilikte.
Bakımlı, iyi beslenmiş.
Bel kırıp, gerdanınını döndürerek selam verebilecek kadar zarif.
Ama verimsiz.
Ne kadar beslersen besle.
Ürün vermez taşlı tarla mübarekler.
Onları boş verin.
Manzara şu;
Aklı başındaki Mersin basını işini iyi yapmak istiyor.
Yaşadığı kente katkı vermek istiyor.
Mersinlinin gözü, kulağı, dili olmaya çalışıyor.
Bilgisini, birikimini parçası olduğu coğrafya için paylaşmak istiyor.
**
“Besleme” basın lay lay lom düzen devam etsin istiyor.
Akçeli işleri bozulmasın, cepleri boş kalmasın istiyor.
Eş, dost, çoluk, çocuk nemalanmaya devam edilsin istiyor.
Ağalarının, paşalarının yollarına bunun için yatıyorlar.
“Cep” gazeteciliği yapıyorlar.
Hadi onların derdi “ekmek” parası.
Bunların goy goyuna gelip kendisini “şeyh” zanneden o yerel iktidar sahiplerine ne demeli?.
Mersin’e zarar verdiklerini görmüyorlar mı?.
Mersinli’nin geleceğini çaldıklarının ne zaman farkına varacaklar?.
“Sandık” kafalarına vurunca mı?.
Yazıktır;
“Mersin’e kıymayın efendiler.”
**
Sevdiğim Laflar;
“DUYMAK İSTEMEYEN KADAR SAĞIR OLAN YOKTUR!..”